CEMİL ALPARSLAN YAZDI...

SEÇİMİN KAZANANI AK PARTİ VE RECEP TAYYİP ERDOĞAN, KAYBEDENİ AKP


Değişim ve dönüşüm için halk Ak Partiye bir uyarı daha yaptı. Daha önce aynı uyarıyı 7 Haziran 2015 seçimlerinde de yapmıştı, ancak bundan Ak Parti ders çıkarmış gözüksede değişen bir şeyin olmadığı zaman içinde halk tarafından tecrübe edildi. Devamında 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de aynı ikazı yaptı. Ak Parti ilk defa bir seçimde meclis çoğunluğunu kaybetti. Bundan da bir ders alınmadığı 31 Mart 2019 seçimlerinde gösterilen adaylardan bir kere daha anlaşıldı. 
Bu konu ile ilgili olarak muhafazakar kesime yakın Abdurrahman Dilipak, Aydın Ünal, Süleyman Özışık ve Abdülaziz Kıranşal gibi köşe yazarlar önemli yazılar kaleme aldı. Ancak makam ve mevki hırsının akılları körelttiği bir ortamda, dava derdi olmayan AKP'lilerin partiyi işgal ettiği bir ortamda bunlar yön vericilere gösterilmedi. Farklı bahanelerle farklı raporlar üretildi ve aynı hatalar tekrar eder oldu. Hani derler ya tarih tekerrürden ibarettir, işte tam da bu oldu. Tarihten yani geçmişten ders alınmadığı için aynı hatalar tekrar tekerrür etmektedir.
 

Küstüm, oy vermeyeceğim!’ diyorsun ya, Kırım Hanı Murat Giray Osmanlı’ya şahsi meseleden dolayı küsmüştü. Önünden geçen ‘kutsal ittifak’ Haçlı Ordusunu sadece seyretti.1683 Viyana kuşatması bozguna uğradı. Osmanlı o günden sonra Haçlı İttifakı önünde Sakarya’ya kadar çekildi. Küstün, kırıldın, incindin.... Eyvallah, Lakin, ‘Anadolu Kıtası büyüklüğündeki dava taşı nefsinden büyüktür. Bilesin’’
Buna verilecek bir sürü ama, ancak, lakinli cevaplar var. Akparti seçmeninde o kadar büyük gönül kırgınlığı var ki, bu sözlere artık kulak tıkıyorlar. Reis canımız!’ diyor, ancak görünen şu gerçek AK Partililer AKP'lilere oy vermemek için sandığa gitmek istemiyorlar. Bizler eğer küsmek ile küstürülmek arasındaki farkı göremezsek, Ak Partinin de tıpkı ANAP gibi, Doğru Yol Partisi gibi yok olup gitmesinin önüne geçemeyiz. Özellikle son beş yılda iyiye, güzele dair hiç bir şey seçmenin önüne konamadı. Milletvekili seçimlerinde yapılan ve AK Parti’nin Meclis çoğunluğunu kaybetmesine sebep olan aday seçim yanlışları hem Belediye Başkan seçimlerinde hem meclis üyeleri seçiminde hemde parti teşkilatlarında yapıldı. İllere gelen parti temsilcileri ne STK’larla, ne sokakta vatandaşla, ne esnafla nede köylü ile görüştüler. Geldiler ve partideki AKP'lilerle konuşup, en lüks lokantalarda yemeklerini yiyerek halka görünmeden kaçtılar. 

Şahsen bir garip olarak ben bu durumu sosyal medyadan onlarca kez yazdım. Ak Parti içerisinde yer etmiş AKP'li troller benim gibi samimi insanlara tepki verdiler ve sonunda 31 Mart’a kadar sorumlu olmamak kaydıyla sustular. Ancak gelinen noktada üzülerek söylüyorum haklı çıkan ben ve benim gibi düşünenler oldu. Şair’in dediği gibi; ‘Akrebin kıskacında yoğrulmuş’ bu coğrafyada güvercin yumurtasından çıkmış akrepler Ak Parti’yi sardı. Geçmiş dönemlerde ihale fırsatçılığı ile ünlü DYP, DSP, ANAP kökenli, sözde liberal kişiler Ak Partinin her köşesini işgal ettiler. Birde Fetö var ki onu hiç sormayın. Adete 17 yılın intikamını lime lime ederek aldı. Tüm kutsallarımızı tahrip etti. ABD, İsrail veya İngilterenin yapamayacağı tahribatı yaptılar muhafazakar camia üzerinde.
Şimdi yapılan hataları kısaca özetleyecek olursak;
    AK Parti bir gençlik tabanı oluşturamadı, 
    AK Parti gençliği cezb edecek faaliyetlerde bulunamadı,
    Küçük bir marjinal sendikaya bağlı eğitimciler gençliği AK Parti düşmanlığına yönlendirdi, büyük çoğunluğa sahip olana hükümete yakın sendika ise gençlik yetiştirme yerine makama adam bulma derdine düştü,
    AK Parti teşkilatları, bürokratları ve vekilleri ise iş takibine yöneldi, dertleri ne gençlik ne dava oldu, yani dünün mazlumları bugünün müteahhiti oldular,
    Seçim bölgelerinde yerel halkın FETÖ ile geçmiş dönemlerde ciddi anlamda ilişkisi irtibatı olan şaibeli kişilerin aday gösterilmesi,
    Makam, görev ve koltuğunun hakkını veremediği gün gibi aşikar olan kişilerin tekrar aday gösterilmesi veya farklı görevlere kaydırılması, 
    FETÖ yapılanmasına yönelik geçmiş dönemde yapılan kayırmaların gününmüzde diğer cemaat/tarikatlere yapıldığı algısının halk nezdinde değer bulması, 
    İlahiyat oku, imam ol, istediğin işe veya makama hemen gel veya imamlarin diğer kurumlara kolayca hak etmeden yatay geçiş yaptıkları izlenimi yaratıldı,
    Sürekli geçmişe atıf yaparak aynı söylemlerde bulunulması, yeni söylemlere ve yapılan hizmetlerin öne çıkarılamaması,
    Mali veya ekonomik kriz safhalarinda AK Parti yandaşlarının bunu önceden haber alıp büyük paralar kazandığı gibi algılara karşı halkı ikna edici cevapların bulunamaması, (Halk Bank’tan bir gece düşük kurla alınan dolar olayı gibi) 
    Uluslararası ekonomik saldırıların sürekli işlenmesine rağmen halkı ikna edici anlamda ciddi argümanların sunulamaması, 
    Belediyelerdeki makam arabası israfı,
    Tarım alanında ikna edici üretime dönük çalışmaların yapılamaması, saman ithal ediliyor gibi algıların tutması, 
    Her yıl MEB tarafından sınav mevzuatında ve eğitimde yapılan değişiklikler, yani istikrarlı bir Milli Eğitim Politikasının oluşturulamaması,
    Suriyeli, Afganlı veya farklı ülkelerden gelen göçmenlerle ilgili politik yanlışların yapılması, 
    Aile içi şiddet konularında sadece kadının mağdur, erkeğin zanlı fail, şüpheli/ suçlu olduğu tarzındaki anlayışın hakim kılındığı algısı, kadının bunu bir silah/tehdit unsuru olarak kullanması, buna bağlı aile düzen ve yapısının dejenere edilerek sarsılması, bu ve benzeri sebeplerle bosanmaların, cinayetlerin artması,
    Yaklaşık 17 yıllık yıpranma payı, doygunluk, farklı arayışlar, yeni birilerini görme arzusu,
    Ulusalcı kanadın devlet kademelerinde etkili olduğu algısının güçlenmesi, bu  durumun vatandaş üzerinde 28 Şubat uygulamalarının geri geleceği algısının oluşması, 
    Devlete hakkaniyetle, sadakatle ve fedakarlıkla hizmet eden Emniyet, Adalet, Milli eğitim vs kadrolarında çalışan kişilerin yerlerinin değişik sebep ve bahanelerle değiştirilmesi, emekli olmaya zorlanmalari, yerlerine gelenlerin şaibeli tipler olduğu düşüncesi,
    Emniyet mensuplarının üvey evlat gibi görüldüğü, 3600 ek göstergenin verilmeyecegi ,teskilatin gururu ile oynandığı, darbeyi askerin yaptığı ancak dayağı polisin, övgüyü askerin aldığı (TEM Daire Başkanı dahil birçok emniyet mensubunun fedakarlığı, gaziliği, şehidligi varken Ömer HALİSDEMIR üzerinden TSK mensuplarının sürekli ön plana çıkması gibi) düşüncenin hakim olması,
    15 Temmuz Gecesi Gölbaşında Şehit edilen 44 Özel Harekatçı bir Halis Demir kadar anılmadı,
    Darbenin önlenmesinde asıl güç olan Emniyet Güçlerinin hakları korunamadı,
    Halka dokunamayan, halka tepeden bakan, kendisine verilen makamları hovardaca harcayan kişilerin göz göre göre korunmaları,
    90’lı yıllarda doğan genç nesle doğdukları dönemin Türkiyesi anlatılamadığı için geçmişi de gününmüz gibi gördüler,
    İdareci atamalarında liyakatın mülakatla eş değer gözükmesi, sınav puanından çok mülakatın ön plana çıkartılması,
    Devlet kurumlarından çok kişisel hukukla kararların alınması,
    Gençliğin gönlüne girecek, gençliği kazanacak bir ideoloji üretemedi,
    Fetö ile aktif mücadele eden, mücadele ettiği için mağdur edilen insanlar bugün ile düne baktıklarında Fetö ile mücadele edildiğine inanmıyorlar. 
    Fetö’ye yönelik operasyonların sadece garip, kimsesiz ibadet tabanına yönelik yapıldığı algısı gibi bir çok neden sayabilir, bunu dahada genişletebiliriz. 
    Terör suçlularına yönelik idam, tek tip elbise gibi konularda verilen sözlerin tutulmaması, 

Peki kaybeden AKP'lii kim? Bu Akplileri nasıl tanırız? Bunlara karşı ne yapmalıyız?
    Öncelikle AKP'li kimdir, nasıl anlaşılır’ın cevabını bulalım. AKP'li;
•    Konuşunca yalan konuşur, 
•    Duygu sömürüsü yapar,
•    Güçlünün yanında durur,
•    Kişisel çıkarı her şeyin üstündedir,
•    Eleştireni sevmez, eleştiri yapanı hain olarak yaftalar,
•    Gücünü makamdan alır,
•    Dini, imanı paradır, tek kutsalı daha fazla kazanmaktır,
•    Yağmur nerede ise tarlayı oraya taşır, bir gün AK Partili, Yarın CHP’li öbürgün İYİ Partili olabilir,
•    İhale peşinde koşar, mesleği inşaat olmasada inşaat yapar, mesleği yemekçilik olmasada yurtlarda yemek ihalesi kovalar....
•    Her şeye biat etmiş gibi görünür ancak çıkarına dokununca kutsalını bile satar,
•    Mazlum görünür ancak zulüm etmekten kaçınmaz,
•    Ölümün varlığına inanır ancak kendisinin öleceğine inanmaz,
•    Kendisine engel gördüklerine rahatça iftira atar. Kısacası dinimizde münafıklık alameti olan tüm özellikleri üstünde taşır. 
Ben uzun zamandır bu yanlışlarla ilgili kendi çapımda sosyal medyada haykırıyorum. Bazen aynı davayı paylaştığımız insanlar bazende farklı ideolojiden arkadaşlarım beni suçladılar. Ancak ben her zaman doğru bildiğimi haykırmayı görev bildim. 
  

 AK PARTİ NE YAPMALI;

Bu seçim hezimeti karşısında günümüze kadar AK Parti’yi sömürmüş kim varsa parti teşkilatlarından uzaklaştırılarak gerçek dava adamlarına alan açılmalı. FETÖ ile mücadelede sahipli insanların korunmasından vazgeçilmeli. Eğer bu yapılamıyorsa hiçbir Fetöcüye operasyon yapılmamalı. Çünkü adalet duygusu zedelenmektedir. Sahipli FETÖ'cülerin yakınlarına uygulanan pozitif ayrımcılık gariban Fetöcü yakınlarına da uygulanmalı. (Bir Fetöcünün yakını yüksek makamlara atanabilirken diğer Fetöcünün yakını İşkur kanalı ile girmiş olduğu işten atılmakta)
FETÖ ile mücadelede kesinlikle siyasi ayağa dokunulmalı.
Üstdüzey Fetö'cülerden yurt dışına kaçanlar bir şekilde ülkeye getirilip yargılanmalı. 
Yanlış operasyonlarla mazlumlar yaratılmamalı, FETÖ pazarına dönen son dönem operasyınlar özellikle ciddi anlamda araştırılıp gerekenler yapılmalı. 
FETÖ ile ölümüne mücadele etmiş ben bile bugün FETÖ ile mücadele edildiğine inanmıyorum. Benim inanmadığım bir mücadeleye halkda inanmaz. Bu güven sağlanmalı.
Diğer terör örgütlerine karşıda FETÖ ile mücadele edildiği gibi gereken yapılmalı, devlet kadrolarından uzaklaştırılmalıdır.
Özellikle göçmenler konusunda ciddi önlemler alınmalı, sokaklarda deli dumrul gibi dolaştırılmadan daha arındırılmış alanlarda yaşam imkanları sağlanmalı.
Müdür atamalarında sınav odaklı atamalara öncelik verilmeli.
Geçmiş dönemde AK Partide siyaset yaparak zenginleşen, hakkında şaibe bulunan tüm partililr tek tek yedi ceddine kadar araştırılıp bir usulsüzlük bulunması halinde gereği acımadan, üstü örtülmeden yapılmalıdır.
Milletvekilleri tek tek incelenip, vekillik dışında iş yapanlar, ihale peşinde koşanlar tespit edilerek gereken yapılmalı.
2002 yılında lojmanlar satılacak, makam arabaları kıyıya atılacak, israf önlenecek, yolsuzluk tarih olacak söylemlerine sadık kalınmalı.
Bir bakanın bir ili veya ilçeyi ziyaretinde yapılan yüksek bütçeli, şatafatlı karşılamalar, ardında onlarca makam aracı israfından vazgeçilmeli. Tekrar mütevaziliğe dönülmeli. Ne oldum dememeli ne olacağım demeli.
İmar üzerinden rant devşiren belediye başkanlarına gereken hukuki işlem yapılmalı.

İşkur üzerinden insanların yatarak para kazanmasına son verilmeli. Bunun yerine yine insanlara iş imkanı sağlayacak üretime dönük projeler devlet tarafından üretilip kuruluşu sağlanmalı, maaşlı olarak insanlar buralarda çalıştırılıp sonra yine orada çalışanlara 1 TL gibi bir ücretle verilip o insan hem üretime teşvik edilmeli, hem devletin üzerinde kambur olarak durmasının önüne geçilmeli, hem üreterek kazanmanın hazzına vardırılmalı, hemde devlet zaman içinde vergisini alarak bütçe açığını kapatmalı.

İllerde Reis’e direkt bağlı istihbarat yapılanması gibi halktan adamlar bulunarak, külliyeye aylık raporlar sunulmalı. Bu raporlar dikkate alınarak yanlış yapanlara karşı gereken gecikmeksizin yapılmalı. Her makam sahib, partili kişiler şunu bilecek; biri beni gözetliyor, yanlış yapar, halka tepeden bakarsam, hak etmeden geldiğim bu makam koltuğunu altımdan alırlar ve beni cezalandırırlar.
Bu yapılamıyorsa Reis tarafından yeni bir parti kurulmalı. Bu parti teşkilatına günümüze kadar Ak Parti içinde siyaset yapan suçlu suçsuz hiç biri alınmamalı. Hatta Akrabalık bağına bile dikkat edilmeli. Tamamen yeni yüzlere yer verilmeli. Vasıflı veya vasıfsız olması önemli değil. 
Bu millet oyunu Recep Tayyip Erdoğan’a veriyor. Onun haykırışına sesine kulak veriyor. İşaretine bakıyor. Halkın Reis’e kredisi sonsuz. O yüzden partiye alınacak her bir neferin hırsız olmaması, ahlaklı olması yeterde artar bile.
Bu aşamadan sonra yanlışları haykırmanın davaya zarar değil güç verdiğini bilmeliyiz. Dilsiz şeytanlıktan vaz geçip Ömer olmaya, Hamza olmaya aday olmalıyız. Trollere değil yapıcı eleştirisi olanlara kulak vermeliyiz. Sonunda kazananın davamız olduğunu göreceğiz.

MUHALEFET AÇISINDAN

Muhalefet bu seçim sonucundan Reis’i yendik, halk bizden yana, onu iktidardan indirmek için sokağa çıkalım, Reis’e salvolar atalım, halkı cezalandıralım derse öyle bir tokat yer ki bir daha ayağa kalkamaz. Olanca mütevazi bir tavırla halkın gönlüne girme yönünde çalışmalar yapmalı. Birlik ve beraberlik adına, hizmette eşitlik adına her şeyi yapmalı. Kimseyi ötekileştirmemeli. Şunu unutmasınlar; halk Reis’i değil Reis’in etrafını saran AKP’lileri cezalandırmıştır. Ölümüne yani son nefesine kadar Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasındadır. Ona güven hala tamdır. O ilahi Kelimetullah davasının öncüsü olarak görülmektedir. Naıl 15 Temmuz’da tanklara direndiyse aynı şekilde Reisine sahip çıkmak için hadsizlere karşıda direnir. 
Biz millet olarak bir davaya, bir lidere sevdalandık. İşte bu yüzden bazen kalbimiz aklımızın önüne geçiyor. Oy verecek bir kişi olmasa da kalbimize dur diyemiyoruz. Çünkü bizimkisi bir aşk hikayesi, ateşle su, gül ile diken, toprak ile tohum gibi birşey. Bir birine anlam katan, mana katan, ruh katan bir sevda bu. Tüm bu şartlara rağmen okçular tepesini terk etmeyenlere selam olsun.
Son alarak özellikle AK Parti seçmenlerine, yöneticilerine sesleniyorum; Aday gösterdiğiniz Belediye Başkan Adayları, eş ve çocukları, aile efradı onlara oy verdi mi?
Belediye Meclis Adaylarının eş ve çocukları, , aile efradı onlara oy verdi mi?
Yönetim kademelerine getirdiğiniz teşkilat üyelerinin eş ve çocukları, , aile efradı onlara oy verdi mi? 
Milletvekileerinin eş ve çocukları, , aile efradı onlara oy verdi mi? Aklımda ki deli sorular işte.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ahmet Berberoğlu 5 yıl önce

Yazınız çok güzel olmuş elinize yüreğinize sağlık.

Avatar
Güler Berberoglu 5 yıl önce

Agazına yüreğine sağlık içimizi okumuş dile getirmişsiniz nezaman temizlenecek bunlar bilmiyorum etten duvar ördüler iki elim yakalarında ben anne olarak oyum cok önemli bir hiçler yüzünden hiçe sayılamaz iki cihanda yüzleri gülmesin ALLAH bu samimi dava sahipleri asıl ak partililer yine oy verdi bizde vatana kusulmez insan ölür vatanölmez dava islam dünyası müslümanların sessiz sesleri bunu bilenler vatan satmaz vatan haini olmaz ama malesef vatan haini nekadar çok türemiş

Avatar
Selim İleri 5 yıl önce

Tespitleriniz mükemmel. Hem sorunları hemde çözümü yazmışsınız.

Avatar
Hatice küçük 5 yıl önce

Gönlünüze, kaleminize sağlık

Avatar
Ahmet Korkmaz 5 yıl önce

Yazılarınızın devamını bekliyoruz

Avatar
Osman Sarıalioğlu 5 yıl önce

Yazınız uzun olmasına rağmen bir solukta okudum, duygulara tercuman oldunuz

Avatar
Bayan pipo 5 yıl önce

Bunları görmesi gereken onca danışmsnlar ne yaparlar

Avatar
Üzeyir Kesgin 5 yıl önce

Tebrikler yazılarımızın devamını bekliyoruz...