SEÇİMDEN KALANLAR...

İstanbul seçiminin resmi olmayan sonuçlarına göre kazananı Ekrem İmamoğlu. Seçim sonrası gündeme getirilen açıklamalara baktığımızda yerel seçimden çok genel seçimi andıran bir havada geçtiğini göstermektedir.

Hem içeriden hemde dışarıdan açıklamalar gelmeye başladı. En dikkat edici çıkış ABD Dışişleri Sözcüsü Palladino’den geldi. Şöyle diyordu sözcü; ‘Türkiye'den Ankara ve İstanbul'daki seçim sonuçlarını kabul etmesini bekliyoruz.’ Peki ABD’yi bu kadar ilgilendiren ne idi. Neden bir yerel seçime bu kadar dahil oluyordu. Bunan cevabı önceki yazımda gizli. Üst Aklın istediği tek bir küresel güç. Yani ekonomik savaş, ekonomik bölüşüm. 

Ülkemizde küçük bir oya sahip olmasına rağmen asker ve bürokrasideki etkin gücü ile bilinen Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek ‘AKP'nin tek başına devam etme şansı yok, Cumhurbaşkanlığı sistem içerisinde bir çözüm yok. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yenilenmesi veya Cumhurbaşkanının istifası dışın görülen bir çözüm yok' şeklinde bir ifade ile seçimin sadece yerel seçim olmadığını iddia ederek üst aklın istediği yönde açıklamasını yapıyordu.Mısır’da Mursi’ye darbe yapan Sisi’ye ses çıkarmayan, Venezuellada seçime dahi girmemiş birini devlet başkanı ilan eden, İsrail’in Golan’ı ilhakına ses çıkarmayan sözde demokrasi havarileri Türkiye’de de bulduğu fırsatı değerlendirme peşine düştü. Türk Milletine Demokrasi dersi vermeye çalıştı.

Türkiye siyasetine 17 yıldır yön veren Recep Tayyip Erdoğan Ortadoğu ve Dünya siyasetinde güçlü bir lider konumuna geldi. Küresel güçlere karşı mazlumun hakkını savunan tek lider desek yalan söylemiş olmayız. Seçim sonuçları ile Erdoğan’ı devirmek veya güçsüzleştirmek için yerel seçimler büyük bir fırsat olarak önlerinde duruyor ve bu fırsatı kaçırmak istemiyorlar. Yine Batı Medyası bu seçim sonrası ilginç manşetler attı. Bu manşetler içinde İngiliz Tımes gazetesinin manşeti ilginçti ‘Sultan Zor Durumda’ sözü dikkkat çekici idi.  Batının istediği fırsat eline geçmişti. Ortada seçim hileleri olduğuna dair çeşitli şaibeler var iken, itiraz süreci sonuçlanmamışken, CHP tarafından 2 Nisan 2019’da Anıtkabir'de etkili bir operasyon yapıldı.

Bu operasyonla hem kendi seçmenine hemde batıya dönük mesajlar içeriyordu. CHP ve müttefiklerinin adayı Ekrem İmamoğlu, tıpkı Venezuellada kendini devlet başkanı ilan eden muhalif lider Juan Guiado gibi davranıyordu. Bundan sonra yine batı medyasında kazanana hakkını verin, seçimin kazananı belli gibi iç işlerimize karışan tepeden mesajlar verilmeye başlandı. Paris Belediye başkanı dahi açıklama yaptı. İlerleyen günlerde bunun yansımalarını daha çok göreceğiz. Seçimin sonuçlarına göre Gezi benzeri bir eylemin fitili ateşlenebilir. Derin düşünmek, iyi analiz etmek, İmamoğlu’nu Anıtkabir’e götüren, orada resmî töreni yaptıran, onu karşılatan ve resmî deftere yazdıran gücü görmek gerek.
Bunu gören Devlet Bahçeli bir açıklama yaparak ‘Kalpleri ve dilleri arasında uçurumlar bulunan, taktıkları maskeler altında günahkar yüzler taşıyan, iyi gibi görünüp kötülüğe hizmet eden kim varsa günü saati geldiğinde mahşeri vicdana hesap vereceklerdir. Melanetin Truva Atları’nın iki cihanda yatacak yerleri yoktur’ diyor. Devamında yaptığı açıklamada ise; ‘Siyasi acemilik veya acelecilik olarak yorumlanamaz. Bu telaş nedir? Adeta oyuncağı elinden alınan çocuk gibi mızmızlanması, şuursuzca açıklamalar yapması hezeyandır. Gelişmeler sıradan bir seçim ve itiraz sürecinin çoktan aşıldığını açıkça göstermektedir. Türkiye'den bir Venezuela çıkarma arayışına hiç kimse heves etmesin. Hiç kimse sokaklardan medet ummasın, kaos şakşakçılığına soyunmasın. Emel ve hedef sahiplerini uyarıyorum, bedeli hakikaten de çok ağır olur.’ diyerek daha sert bir şekilde sokak çağrısı yapanları uyarmaktadır.  

Taksim Gezi Eylemleri sırasında öne çıkan ve ülkemizdeki en büyük kalkışmalardan birini yaşatan Gezici hesaplardan Taksim Gezi Parkı Twetter hesabından Mazbatayı Siz mi Verirsiniz, Biz Mi gelelim? @ysecimkurulu’ diye bir mesaj atarak sokak çağrısını gündeme getiriyor. Daha sonra gelen tepkiler üzerine bir açıklama daha yaparak mizah olduğunu belirtiyor. Başkanlık sistemi ile yönetilen ABD’de Başkan ile Kongrenin çoğunluğunun aynı partide olmaması durumunda Topal Ördek sözü kullanılır. Buradan şu mana çıkmaktadır; Başkan bir iş yapacağı zaman karşısına engel olarak meclis çoğunluğunu bulunduran kongre çıkmaktadır. İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinin Ekrem İmamoğlunun kazanması durumunda yapacağı hizmetlerde karşısına Akparti Meclis çoğunluğu çıkacak. Her istediğini yapma şansı olamayacağı için başarılı olma şansı nerede ise imkansız hale gelmektedir. 
Her seçim sonrasında olduğu gibi bu seçim döneminde de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara ilinde bir balkon konuşması yaptı. Bu konuşma ilkkez diğerlerinden farklı idi. Balkona tek başına çıkmış ve milletine net bir mesaj vermişti. Ben yalnızım, sadece size güveniyor ve size inanıyorum demişti. Bilgelik Hikayeleri isimli kitapta şöyle bir anlatım vardır; Dobralığı ve sözlerinin sivriliği ile tanınan bir Bilge’ye, yakınları gelerek: "Sözleriniz çok ağır geliyor, insanlar bazen kaldıramıyorlar; daha yumuşak olamaz mısınız?" dediklerinde şu cevabı verir: "Bazı kütükler için keskin balta gerekir."

İşte Erdoğan tamda bu mesajı veriyordu. Burada daha açık şeyler söylemek gerekir ancak dava konusu olmamak adına susuyorum. Ancak Akparti seçmeni; teşkilatlar, adaylar (Belediye Meclis Üyeleri dahil), Milletvekilleri ve mevcut belediye başkanlarının yönetimleri nedeniyle böyle bir tercih kullanmıştır. Halkı seçimden seçime hatırlar, halka tepeden bakarsan halkda seni unutur. Halkın bağlılığı sadece Recep Tayyip Erdoğan’adır. Yapılması gereken net ve açıktır. Tüm bu açıklamalar şunu göstermektedir. Seçim ne şekilde sonuçlanırsa sonuçlansın vicdanlara derin yaralar açacak, ülke gerilecek, şehir yönetilemez hale gelecektir. Bu yüzden Yüksek Seçim Kurulu yeni bir karar alarak İstanbul Büyükşehir Seçimlerinin yenilenmesine karar vermelidir. En güzel karar, en güzel sonuç budur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.