Nüfus Hizmetleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki tasarı ile Kanunun 22. maddesindeki "belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtar" olan evlendirme memurlarına il ve ilçe müftülerinin eklenmesi TBMM'de görüşülmekte, kamuoyunda ise ilgisiz şekilde ve zeminde tartışılmaktadır. Müftüler ve müftülük makamı ise laikliğin karşıtı, işlemleri ise suçları körükleyici olarak lanse edilerek bir karalama kampanyası ile algı operasyonu başlatılmak istenmektedir.
Peki bu müftüler kimlerdir?
Müftüler, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun 8. Maddesi çerçevesinde yetkilendirilmiş “…İl ve ilçe müftüleri, bölgelerinde Diyanet İşleri Başkanlığını temsil eden, din hizmetlerini, dini müesseseleri yöneten ve din görevlilerinin hizmetlerini düzenleyip denetleyen…” doğrudan Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı kamu görevlileri olarak tanımlanan kişilerdir. Belli bir eğitim koşulu ve mesleki yeterlilik sahibidirler. Tüm iş ve işlemleri denetlenen, toplumda saygın kişilerdir. Müftülük ve müftüler kamuoyunda güvenirliği yerel yöneticilerden ve muhtarlardan daha fazla olan kişi ve kurumlardır. Yani müftü, bir cemaat elemanı, tarikat temsilcisi olmayıp, keyfine göre de hareket eden herhangi bir kişi de değildir.
Aksi kanaatte olanlara biraz okuyarak araştırma yapmayı ve ayna denilen eşyayı edinmelerini, kanun denilen şeyin varlığından haberdar olmalarını tavsiyeyi borç bilmeliyiz!
Bir kısım zevat görülmemiş bir hırsla, bu değişikliği podyuma çıkma fırsatı algılayıp “ zihninin derinliklerinde kalmış “ jakobenliğin dürtüsüyle güya değişikliği engellenmeye çalışmakta, dayanak olarak da “…yok efendim bu laikliğe aykırıymış, müftüler nikâh kıyarsa istismar, taciz olayları artarmış…” gibi ahlaksız, dayanaksız hırs ürünü ifadeler kullanmaktadırlar. Bunlar gerçekten mantık denilen ilimden nasipsiz, köhne bir düşünüşün tortusu söylemlere sahiptirler. Ciddiye dahi alınmamaları gerekir.
Bu değişiklik hangi laiklik anlayışına nasıl aykırıdır? Laikliğin anayurdu Avrupa'da bile birçok din adamı evlendirme memurudur. Bugün kiliselerde, sinagog ve havralarda nikâh kıyılır ama kimse de bunu laiklikle ilişkilendirmez.
İnsan, hakları olan bir varlıktır ve devletin asli görevi hakkı asıl, yasağı istisna tutmaktır. Bu manada evlendirme yetkililerinin sayısal olarak artırılması ve önemli bir kamu görevlisinin de bunlar arasına eklenmesinde ne sakınca olabilir? Bu değişiklik insan hakları açısından insanın manevi isteklerine ve gelişimine cevap veren olumlu bir gelişme değil midir?
Karşı duranlar insanımızın haklarında gözü olan kişilerdir. Sayın okur; bu kişiler senin hakkının düşmanıdır! Bunlar kendi çaplarında istedikleri kadar özgürlük taraftarı olduklarını söylesinler eylemleri ile yasakçı/jakoben zihniyetin taraftarıdırlar ve senin adına karar vermeye yetkili olduklarını düşünürler, umarlar.
Özetle insan hakları açısından olumlu olan, laikliğe aykırılık teşkil etmeyen, çeşitlilik sunan, din ve vicdan hürriyetini güçlendiren bu değişikliğe sahip çıkmak her vatandaşın hakkı ve görevidir. Hukuk düzenindeki değişikliklere ideolojik cephelerden “ köhnemiş jakobenlikle “ bakarken zekâmızla alay etmeye çalışanlar bu memleketin ve değerlerinin umursamayanlardır!
Ülkemiz ve geleceği için bir çaba harcamamız gerekiyorsa öncelikle bu zihniyetle ve onun kalıntıları ile mücadele etmek gerekir.