TOSUNU YAKALADIM, KESTİM ONU!

Tosunu pazarda gördüm. Elimdeki bıçağı farkedince korktu. Yalvardı, durdu. 'Ben ettim sen etme' dedi. Bu arada hatırlatayım. Geçen hafta tosunla yolda karşılaştım. Gerekli cevabı verdim, kendisine. Aynen Recep abi gibi… Hem de ne cevap oldu… İpini elime geçirince keseceğimi söylemiştim. İpi elimde, vurdum Sürmene bıçağını kestim. Ama murdar oldu, kesmeden önce ölmüş, korkudan. Artık onun defterini kapadım! 

Ama tosunun son yaptıklarını anlatmadan geçmeyeceğim. Bizim tosun her fırsatta Trabzon Büyükşehir Belediye  Başkanı Murat Zorluoğlu’na saldırıyor. Ah başkanım şunun kardeşini nasıl işe almadınız? Adnan abi, neden aracıları geri çevirdin. İşini görseydiiz, sizinle uğraşmazdı. Yalan yanlış şeyler söylemezdi. Ya da yemini neden eksik ettiniz? Buna yem verenlere takla atar.  Bir dönem Başkan Ahmet Ağaoğu’na saldırıyordu. Niye sustu. Sahibi gibi paranın esridir. Ağaoğlu’nun aracısından ne aldığını söyleyemez. Ama yemi verene takla atıp, duruyor.. Tosun bir kez daha sattı, kendini. Daha önce de satıyordu. Trabzonspor'dan 5'er 5'er yemleniyordu.

Doğrusunu yapan torpile geçit vermeyen Sayın Zorluoğlu'nu ve Gül'ü kutluyorum. Sizler tüysüz yetimin hakkını yedirmediniz, diye bunu yapıyor. Sonra yetimlere sarılıyor, vicdansız... Vicdanı cüzdanına sıkaşan bu tosun için yeni bilgiler geldi, kulağıma. Arsin'de gezinmeye başlamış. Kendisine televizyon hediye edenin eteğini öpüp, karşısındakileri suçlamış. Suçlamaları limandaki raporlara getirecekti, vurdum bıçağı.

Kul hakkından bahsedecek son tosun bile değildir. Yemi veren istediğini yaptırıyor. Onca pisliğine rağmen, ne utanır ne de sıkılır. Nasıl bir omurga yapın var, anlamış değilim. Kime saldırıyorsa, mutlaka altında bir çıkmaz işi, bir hesabın kitabı vardır.  Ama kabahat onda değil ki, yıllardır ipini sağlam tutamayanlarda...Tosunun beklentilerinin önünü kestim. Artık beklediği kapılarda kapandı.

Üstad Selahattin Özcan sosyal medya hesabından bir paylaşım yapmış. Ah üstadım ah, balık baştan kokuyor. Fırıldaklar bu şehirde oldukça vatandaş hep bu yemleri yutuyor. Dedim ya bunların derdi şehir değil, Napolyon'dur.  Para para para... Atatürk'ü de çok severler ama TL'nin üzerinde resmi var diye.Omurgayı sorarsan arama, her biri bir siyasi partiye sığınmıştır.