Yıllar geçiyor, Trabzon kaybediyor. Birinin taş üstüne taş koymasını kabullenmiyorlar... Ne uğruna, kendi çıkarları uğruna… Koltuk sevdası uğruna… Dün iki belediyeyi kavga ettiren mimarlar, bugün yine ortalıkta dolaşıyor. Seçim yaklaşıyor ya... Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu'nu hedefe koyanlar bugün Murat Zorluoğlu'nu seçmişler... İllede o koltuğu istiyorlar... Bizim adamımız yürüsün mantığıyla hareket ederek, oyun üstüne oyun kuruyorlar, akıllarınca…
Tellak gibi her seferinde Duyduk duymadık demeyin, biz bu şehir için her şeyi yapıyoruz diye nara atanların kendi ikballeri için çaba harcadıklarını biliyorum. Gazeteci tabi eleştirecek. Bizlerde yeri geldiği zaman eleştiriyoruz. Gazeteci şehrin yöneticilerinin hatalarını gösterecek, yanlışlarını yazacak. Buna kimsenin bir sözü olmaz, olmamalı. Ama gazeteci plan yapmamalı, o koltukta bu otursun sevdasına düşmemeli. Hasmane tutumla iftira yolunu denememeli. İftira atmanın hem Allah katında hem de fani dünya da suç olduğunu bile bile bunu yapmamalı... Ceplerine koyulan 3-5 kuruşla bunu yapıyorlar. Mazallah paranın miktarı büyüse, kim bilir neler yapacaklar, neler.
Bunları yaparken yavuz hırsız ev sahibini bastırır oyununa başvuruyorlar… Başkan Zorluoğlu'nun kendileri hariç tüm medyayı nemalandırdığını yazıp, çiziyorlar… Hani şu bildiğimiz itibarsızlaştırma yöntemini kullanarak bunu yapıyorlar. Kendilerinin kimlerden ne paralar aldıklarını söylemiyorlar. Öyle çamur atmak yok. Size cevap verilmiyor diye, biz yazıyoruz yalanına sarılmak da yok. Yazamadıklarınızı da biliyorum. Hatta usulsüzlüklere nasıl destek olduğunuzu da... İllegal işlerinizi yaptıramadığınız ve işe yerleştirme talepleriniz reddedildiği için Başkan Zorluoğlu’ndan nefret etmenizi anlıyorum da, Trabzonspor’a torpil yaparak adam yerleştirip sonra da torpille işe adam alıyorlar diye yazmanıza anlam veremiyorum. Ya omurganız yok, ya da aldığınız 3-5 kuruşunuz kesildi… Biraz daha ileri giderseniz, Trabzonspor kulübü içinden haberi kimden, nereden ve nasıl aldığınızı kamuoyu kısa sürede öğrenecektir. Benden uyarması...
Hele hele şu son zamanlarda sosyal medyadan üstü kapalı mesaj gönderen, insanların arkasından konuşan asalaklar yok mu...Kuyruk acısı olanlar... Ömrü boyunca hiç dik duramayanlar, hep birilerinden nemalananlar... Eleştirleriyi görürüler fakat takdiri görmezler... Kötü niyetli ya...Taklacı ya...Hele hele raferansları sabıkalı oldukları için iş başvuruları kabul görmeyenler var, ah ahh... Sonrada çıkarlar akil adam olmaya çalışırılar. Bunlar kuyruklu küçük yılanlar...
Gelelim tekrar konumuza; Geçen dönem sonu başlayan bu dönem başından itibaren sergilenen oyunu herkes görüyor. Ama maalesef bunlara karşı şehir üç maymunu oynuyor. Herkes sus pus olmuş. Kimse yaşananlara dur demiyor. Herkes düşmüş kendi çıkarı peşine. Ya iş kovalıyor, ya makam… Şehrin dinamikleri iftiralara göz yumuyor, haklının yanında yer alma cesaretini gösteremiyor. Şehir için birşeyler yapmaya çalışan Başkan Zorluoğlu’na atılan iftiralara AK Parti Yönetimi bana ne edasıyla bakıyor. Ya hu bu kent kimin? Allah rızası için şu kente sahip çıkın. Siz iş yapmayan, isteklerinizi yerine getiren bir başkan mı arıyorsunuz? Nerede bu AK Parti’nin eski il başkanları, dinamikleri, konuşun susmayın… Sizlerde yaşadıklarınızı anlatın ki, bu şehir gerçekleri öğrensin.
Trabzon’da yaşanan bu oyuna son vermek AK Parti İl Başkanı Sezgin Mumcu'ya düşer. Yoksa o da diğer il başkanları gibi tarihin tozlu sayfalarında kaybolur gider. Safını AK Parti ve Trabzon çıkarlarından yana sergilemelidir. Şunu unutmamalıdır, kendisinden öncekiler bu kavgaya dur diyemedikleri ve irade koyamadıkları için kaybetmiştir. Sayın Mumcu, bu oyunu kuranlarda Allah sevgisinin önüne para ve makam sevgisinin nasıl geçtiğini görmeli. Yoksa biri yaşananları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a anlatırsa, kimin soluğu nerede alacağını tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. Ne demiş İsmail Türüt, plan yapmayın plan tutmaz Karadeniz'de... Kalın sağlıcakla...
SON SÖZ: Yağ satmam bal da satmam, kimsenin arkasından da konuşmam. Hele hele arkasından konuştuğum kişinin gazetesinde yazı da yazmam. İş bitirip karşılığını almam.. Anladın sen onu...
Zorluoğlu