SÖYLENEMEYEN/SÖYLENMESİNDEN KORKULAN GERÇEKLER (4)

Genel hatlarıyla AK Parti'nin kaybına önceki yazılarda değinmiştik. Olaya birde AK Parti'ye kanalize edilemeyen gençlik açısından bakalım. Sahaya çıkarak gençlere neden AK Parti'ye karşısınız diye sordum, verilen cevaplar şu şekilde oldu. 
Siyasetçilerin sürekli kindar bir dil kullanarak, kammplaştıran, ötekileştiren, ülkeyi kendilerine oy veren 2 gruptan ibaret sanmaktalar. Geçmişe yönelik mağduriyetlerin sürekli dile getirilmesinin farkındalık yaratmaktan ziyade antipati yaratmakta. Geçmişe değil geleceğe yönelik söylemler duymak istemekteler. Ayrımcılığın ve mağduriyetin bir gruba değil farklı olan herkese özgü olduğunu düşünmekteler. Muhafazakâr vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesiyle ve diğer gruplarla eşit hale getirilmesiyle kalınmayıp kayırıldıkları kanaatindeler. Hükümet yetkililerini söylemlerinde aşırı cinsiyetçi bulmaktalar.

İmam Hatip Liseleri'ne devlet eliyle açıkça destek verildiği diğer liselere aynı sempatinin ve maddi imkanların sağlanmadığı yönünde bir algı var. Toplumda geçmişteki kadar ayrımcılık kalmadığını, gençler olarak ortak bir kültür oluşturmayı başardıklarını, birbirilerine saygı duyarak yaşamayı öğrendiklerini bununla birlikte hükümetin politikalarının ayrıştırıcı olduğunu düşünmekteler. İnternet dizilerine dahi RTÜK denetimi yapılması, sudan sebeplerle sansür uygulanması, en temel bilgi erişim sitelerinden olan Wikipedia'nın kapatılması gençlikte zihinse ve düşünsel travmalara neden olmakta. Geleneksel medyayla değil internetle büyüdüklerini, farklı görüşlere defalarca şahit olup bunlara tahammül edebilme sınırlarının yüksek olduğunu ancak yetkililerin bunda başarılı olamadığını düşünmekteler.
 

Eğitim politikalarını başarılı bulmadıkları gibi, liselere ve üniversiteye giriş sınavlarında yıllardır oturmuş bir sisteme geçilememeside tepkiye neden olmaktadır. Bununla birlikte bilime ve eğitime değer verilmediğine, yetkili kişilerin bu konuda yetkin olmadığına inanmaktalar. Genç, eğitimli İşsizlik oranları dikkate dahi alınmadan mantar gibi türeyen taşra üniversitelerinin kurulması gelecek kaygısı taşımalarına neden olmakta, işe alımlarda liyakatten çok referansın ve torpilin yani mülakatın esas alınmasından büyük rahatsızlık duymaktalar. Eğer devlet memurluğuna atanmasında sakınca olan kişiler var ise onların müracaatının red edilmesi atamalarında puan esasına göre yapılması talep edilmekte. Yirmi bin kişilik bir işe alımda 60 bin kişinin çağırılması 40 bin kişinin umudunun heba olmasına neden olmakta. En ufak bir eleştiride yargı süreci ile gençlerin sindirilmesi başlıklarında toplanmaktadır.

Evet sevgili dava arkadaşlarım. Biliyorum ki sözlerim çok ağır. Ancak ben dobralığımla ön plana çıkan, duruşu net olan bir kişiyim. İnsanlar bazen söylenen gerçekleri kaldıramazlar. Eleştirilmek zoruna gider. Çünkü her şeyi kendisinin bildiğini zannetmektedir. Bunlar daha yumuşak anlatılamaz. Öyle insanlar var ki, kafasına çivi çaksan anlamıyor. Ancak çivileri peşi peşine çakarsan anlıyorlar. Benim yaptığım da bundan ibaret sadece. Ne yapılmalının cevabı burada gizli. Yukarıda anlattıklarım düzeltilirse sorun bir nebze olsun çözülmüş olur. 

Evet, bizim ihtiyacımız olan yine biz olabilmek. Adalet, merhamet, nezaket iklimine geri dönmeliyiz. Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur derler. Henüz hiç bir şeyde geç kalmış değiliz. Önümüzde uzun denebilecek bir süre var. Değişen talepler, sosyal ihtiyaçlara göre kendimizi formatlama zamanı geldi. İstanbul’u, Ankara’yı kaybetmek bir sevdadan kopmak gibi görünse de her şeyin sonu değil. Peygamberimizin dediği gibi ‘Uhud bizi sever bizde Uhud’u’ diyerek öz kültürümüze, dava inancımıza, hayallerimize geri dönmeli, yitik nesli menziline ulaştırmalıyız. Artık yeniden bismillah diyerek gerçek dava erleriyle, kutlu davamızı, Nizam-ı Alem Ülkümüzü yüceltme zamanı. Hak şerleri hayr eyler, zannetme ki gayr eyler, arif anı seyr eyler, mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.