Tosun annesinin mezarında kimden kaçtı?

Bakmayın siz öyle masum göründüğüne, herkesin malında mülkünde gözü vardır. Çalıştığı kurumdakilerin arkasından konuşur, yüzüne güler. Hatalarını bulunca hemen el altından patronu arattırır, şikayet ettirir. Onunla beni görenler, gezme şu tosunla. Uzun sokağa baştan girse sonundan çıkamaz. Millet tükürükle boğar, onu. Cep telefonu 24 saat niye kapalı. Oradan anlayabilirsin derlerdi.

Ben kendisine bir şans verip tanımak istedim. Aynı mahallenin çocuklarıydık, sonunda. Zaman geçtikçe tanıyor, bedavacı olduğunu anlıyordum. Eli hiç cebine gitmiyor hediyeleri bile yurt dışı gezilerinde aldırdığı insanlara arkadan hakaret edebilecek kadar alçalıyordu. Sonrasında büyük bir acı ile sarsıldı. Annesi öldü. Beraber bir Cuma günü mezara gittik. Kardeşlerini görünce kaçmak istedi. Mezara girmeden araçla kaçıp, bir tur atıp tekrar mezarlığa vardı. Dua ettik. Eski günleri konuştuk. Abi kardeş gibi olmuştuk. Ben öyle sanıyorum tabi. Günler geçtikçe samimiyet artıkça benim şirket adına kestiğim faturaları bile alıp cebine indiriyordu. Sesimi çıkarmıyordum.

Arabamla evinden alıyorum, gideceği yere bırakıyordum. Arkadaşlarının çıkmaz işleri olunca onları da bana çözdürüyordu. Her seferinde patronundan dert yanıyor.  Patrona hakaretler ise havada uçuşuyordu. Benim yolum Trabzon Büyükşehir Belediyesi'ne düşünce, bu sefer bana yönelik yalanları iftiraları ard arda sıralamaya başladı. Tetekçi oldu, unuttu arkadaşlığını. Kurumun saygınlığına zede gelmemesi için kendisine cevap veremiyordum.Ta ki, görevden istifa edene kadar. Artık sıra bende... Benim kendisinin de hakaret ettiği bazı insanlarla konuşmadığımı söyleyip, kara çalmaya devam etti. Ama kendisinin annesine bakmadığı ve hastanede yattığı sürede ilgilenmediği için bazı kardeşleri tarafından dışlandığını ve konuşmadığını anlatmıyordu. Yakın akrabasını nasıl dolandırdığını ve bu yüzden konuşmadıklarından bahsetmiyordu. Kardeşine alamadığı koltuğa benim layık görülmemi hazmedememiş olacak ki, iftira üstüne iftara attı. Bilmiyor ki, Enis Yıldırım'ın böyle koltuklarda gözü yoktur. Siz istersiniz alamazsınız, Enis Yıldırım istemez alır. Benim referansımı araştıracağına biraz dönüp kendisine baksa herşeyi görecek. Nasıl bir karekter sahibi olduğunu anlayacak. Bir kişinin anlattığını gelip tüm şehre yayan sen değilmisin? Beni oraya gönderdi diyen sen değilmisin, omurgasız. Demek ki, seni patronun böyle araştırmalar yapmak için şehir dışına gönderiyor. Sen tetilkçisin, ben değilim.

Bugünlerde eski duayen diye övdüğü adamı, patronu düşman bellemişti. Beni cezaevine sokmak istiyorlar, diyen sen değimliydin? Ne değişti. Sabah akşam sana küfür eden bir bebenin babasına methiyeler düzeni hala kurumunda saklıyorsan, seninde ondan bir farkının kalmadığı aşikardır. Çil çil paralar bozulmasın aralar, dimi... Kimin umrunda dava. Dava kim, siz kimsiniz. Sizin davanız para davası olmuş. Bakalım bugünlerde yeni anlaşmalar olacak mı? Hani kesilen reklamlar tekrar gelmeye başlayacak mı? 

Bugün aslında tosunun emniyet müdürüne kimi neden şikayet ettiğini anlatacaktım ama annesinin mezarında bile dua eden bir adama iftiralar attığı geldi, aklıma...Yazmadan geçemedim. Biraz karekterini göstermek istedim, tosunun. Pardon karekter bozukluluğunu. İki kadeh rakı için herkesi satabilecek kapasitesi olan bu tosun, çalıştığı kurumlardaki insanlara iftira atabilecek kadar karektersizdir. Patronunu içki masasında meze yapacak kadar alçak olan bu omurgasız tosun, bugünlerde yine beleş yemeklerde geziyor. Tosunu yolda görmüşler, yanında da ispiyonculukta kimsenin eline su dökemeyen arkadaşı vamış. Karekterleri bir ya, nasıl sabah akşam buluşuyorlar.

Gelelim tosunun kimi ispiyonladığına... Tosun kovulacağını anlayınca, çareyi yine kaçmakta buldu. Kuyruk acısı olan tosun emniyet müdürüne giderek kendisine ekmek veren iş adamını şikayet etti. Kendi hırsızlığından hiç bahsetmez ama kendisine işsiz kalınca kapılarını açan iş adamını müdüre onla görüşmeşehirde sevilmez diyebilecek kadar da ahlaksızdır. Emniyet müdürü sana mı soracak, kimle görüşüp görüşmeyeceğini karektersiz. Aldığı cevap karşısında tosun bozulur ve makamdan arkasına bakmadan kaçar gibi çıkar. Ah tosun ah sana iş, aş verenlere bunu yaptığına göre sen daha neler yaparsın neler.

Haftaya tosunun şahit olduğu bir dava da arkadaşını nasıl sattığını anlatacağım. Meslektaşını nasıl itibarsızlaştırdığını öğreneceksiniz. Mehmet Ali Yılmaz 'a çağrıda bulunacağım. Bekle beni tosun daha sana neler yapacağım, neler. Demek sen üniversite mezunusun oylemi. O ifadeni sana yedireceğim. Esas olan beyanında bile yalan konuşuyorsun. Yavaş yavaş tosunum, kurbana kadar günün var. O gün seni keseceğim, hayrıma dağıtacağım. Haftaya görüşmek üzere...

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Hasan 2 yıl önce

Ondan kurban olmaz, murdardır...