Mayıs ayında fesih kararı alan terör örgütü PKK'nın İran'daki yapılanması PJAK, ülkedeki bütün Kürt örgütlerini İran'a karşı harekete geçmeye çağırdı. Dağınık durumdaki Kürt partilerinin, terörist yapılanma altında İran karşıtı bir koalisyonda birleşebileceği belirtiliyor.Türkiye'de terör örgütü PKK'nın fesih kararı sonrası silah bırakma konusundaki adımlar takip edilirken, İsrail'in harekatı sonrası dikkatler örgütün İran'daki kolu PJAK'a çevrildi. 2011 yılında İran' a karşı silahlı faaliyetlerini durduran PJAK'ın, İsrail'in başlattığı savaşla birlikte nasıl bir tutum alacağı merak ediliyor. Bu konudaki son açıklamalar terör örgütü elebaşlarından Duran Kalkan ve PJAK'ın üst düzey isimlerinden Peyman Viyan'dan geldi. Kalkan, "tüm Kürt örgütleri" İran'a karşı harekete geçmeye çağırırken, Peyman Viyan da örgütün gazetesi Özgür Politika'ya verdiği röportajda Abdullah Öcalan'ın fesih ve silah bırakma çağrısının PJAK'ı kapsamadığını söyledi. Terör örgütünün terminolojisinde "Rojhilat" olarak nitelenen; İran'da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki parti ve örgütler de Tahran'a karşı birleşmeyi gündemlerine almış durumda.
12 MİLYON KÜRT YAŞIYOR
İran'daki hemen hemen bütün Kürt örgütlenmelerinin temsilcileri, Arab News'te İsrail-ABD saldırısı sonrası tutumlarının ne olacağını ilan ettiler. İran'da Kürtler 10-12 milyon arasında bir nüfusa sahip. Kürtler, Fars ve Türklerin ardından yüzde 15 ile İran'daki en büyük üçüncü topluluk olarak kabul ediliyor. Çoğunlukla İran ve Türkiye sınırındaki dağlık alanlarda yaşayan Kürtlerin kurduğu pek çok parti ve örgüt var. Sıcak gelişmelerin ardından bir değerlendirme yapan İran Kürdistan Demokratik Partisi (İKDP) kaynakları "durumun daha da kötüleşeceği" tespitinden hareketle Kürt partilerinin yeni bir oluşumda birleşmesi kararı aldı. Partinin kararı yalnızca Tahran'a karşı savaşçı bir tutum değil, savaş nedeniyle bölgede başlayacak gıda ve akaryakıt krizine karşı bir tedbir olarak da değerlendiriliyor.
KÖKLÜ ÖRGÜTLER VAR
İran'da terör örgütü PKK'nın kurduğu PJAK dışında pek çok köklü Kürt partisi faaliyet yürütüyor. En köklü parti olan İran KDP'sinin geçmişi 1946'da Sovyetlerin desteğiyle kurulan ve bir yıldan kısa bir süre ayakta kalabilen "Kürt Cumhuriyeti" Mahabat'a kadar uzanıyor. Komala Partisi ve Kürdistan Özgürlük Partisi de (PAK) bölgenin köklü partileri arasında yer alıyor. Bu partilerin hem İran'ın Kürt eyaletinde hem de Irak Kürdistan bölgesinde temsilcilikleri bulunuyor.
GÖZLER PJAK'DA
Bölgeyi yakında izleyen analistlerden Winthrop Rodgers'a göre İran KDP'si ve Komala'nın İran'da sınırlı da olsa askeri bir varlığı bulunuyor. PJAK'ın ise PKK ile bağı nedeniyle askeri olarak en hazırlıklı grup olduğu belirtiliyor. 2011 yılında İran'a karşı silahlı eylemlere son verdiğini açıklayan PJAK şimdi İsrail saldırganlığından yararlanmak için hamleler yapıyor. Daha önce oluşturulan ancak işlevsiz durumda bulunan 'İran Kürdistanı Siyasi Partileri Koordinasyon Merkezi'nin yeniden gündeme alınacağı belirtilirken, İran'daki Kürt toplumunun rejimin şimşeklerini üzerlerine çekme korkusu yaşadığı da Kürt partilerinin değerlendirmeleri arasında yer alıyor.
'CASUS'LUK KORKUSU
Rodgers'ın bölgedeki kaynaklardan elde ettiği bilgilere göre İran'daki Kürt toplumunda "rejim tarafından casus olarak görülme" korkusu başlamış durumda. İsrail'in saldırılarının çoğu batıdaki Kürt çoğunluklu illerdeki hedefleri vurdu. Bölge, İran'ın Kürt partilerine ve sivil topluma yönelik güvenlik operasyonları sonucunda yoğun bir şekilde militarize edilirken, Kürtlerin İran rejiminin düşmesi kesinleşmeden kalkışacağı bir ayaklanmanın sarsıcı sonuçları olabileceği kaydediliyor.
NE AYRILIK NE BİRLİK
Güvenlik ve terör politikaları uzmanı Ünal Atabay ise PJAK'ın stratejisiyle ve bölgeye ilişkin risklerle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: "Olasılığı yüksek senaryoya göre eğer ABD'nin saldırısı müzakere masasına evrilmezse, İran silahlı kuvvetlerini ortadan kaldıran saldırılar devam ederse aynı Suriye'deki Esad rejimi gibi ülkesini kontrol edemeyen ama yine de ayakta duran bir rejim ortaya çıkar. İran, kendi bölgelerinde kendi idarelerini kuran güçlere karşı tedbir alamaz duruma gelebilir. Çünkü o zaman PJAK ve diğer bileşenlere alan açılmış olur. Bu gruplar kendi alanlarını yaratırlar. Yani ne ayrılık ne de birliktelik. Ama kendi öz yönetimini kuran bir anlayış. Bu Öcalan'ın yarattığı bir idari sistemdir. Eski, klasik federasyon gibi algılanıyor. Ayrı bir öz yönetim modeli vardır. Aynısını PJAK için de yapabilirler. Belki Belucilere de bu yolla alan açabilirler."