İKİSİ DE AYRI TELDEN ÇALIYOR

Türkiye’de başlayan normalleşme süreci yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. “Vaka sayısı düşmeden neden normalleştik?” soruları üzerine Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, "Salgın eskisi kadar ağır hastalığa neden olmuyor." açıklamasında bulundu. Özlü’nün açıklamalarının ardından Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemalettin Aydın dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. 

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü sosyal medya hesabından virüse yönelik değerlendirmelerde bulundu. Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlü, "Testi pozitif çıkan günden güne yeni olgu sayılarımız çok fazla düşmese de, yoğun bakımda takip edilen ve yapay solunum cihazına bağlanan hasta sayılarımız giderek azalıyor. Bu, hastalığın artık daha hafif seyrettiği ve virüsün eskisi kadar ağır hastalığa neden olmadığı anlamına geliyor. Fakat bunu hemen virüs mutasyon geçirdi, virülansı (hastalık yapma potansiyeli) azaldı anlamına gelmeyebilir. Alınan tedbirlerle ve yazın gelmesiyle virüsün bulaşının azalması, test sayımızın artması, asemptomatik kişilere test yapmamız, 65 yaş üstünü iyi korunmamız, erken ve etkin tedavi yaklaşımımız bu sonucun elde edilmesinde etkili olabilecek faktörler Mart ayında tespit edilenle bugün tespit edilen aynı değil. Yani, mart ayında salgının yükselme döneminde tespit edilen günlük 800 yeni olgu ile bugün tespit edilen günlük 800 olgu aynı değil. ‘Neden vaka sayılarımız tamamen düşmeden normalleşiyoruz?’ sorusunun bir cevabı da burada, aslında.” ifadelerini kulandı.

“VİRÜS AYNI ÖZELİKLERE SAHİP”

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kemalettin Aydın ise virüsün hastalık yapma özelliğinin azaldığını kaydetmenin doğru olmadığını savundu. Aydın, “Şu anda virüsün etkisinin azaldığını söylemek herhangi bir bilimsel veriye dayalı değil. Virüsün hastalık yapma özelliğinin azaldığını söylersek bu mikrobiyolojik olarak doğru değil. Şöyle bakmakta yarar görürüm. Mart-Nisan aylarında bizim kurallara uyma oranımız, diğer taraftan sokağı kullanma oranımız, maske, mesafe ve hijyene uyma oranımız, 30 milyon insanı içerde tuttuğumuzda bizim her gün artan oranda kurallara uyma oranımız var. Mart-Nisan ayını göre yüzde 30 oranında kurallara uyduğumuzu kabul edersek demek ki virüsün bulaşma oranını yüzde 30 oranında azaltmış oluyoruz. Virüsün azalan bulaşma oranını bizim hem kamusal yönetim hem de millet ile başardığımız virüsün yayılım oranını kontrol etmiş olmamızı, virüsün hastalık yapma yeteneğinin azaldığı olarak tanımlamak mikrobiyolojik olarak doğru değil. Virüs aynı özeliklere sahip. Herhangi bir mutasyon yapı, bizde hastalık yapmaktan vazgeçtiğine dair bir makale yok. Virüsü şöyle de düşünmek lazım. Bu virüs 6-7 milyon insana bulaştı. Bu virüs zaman içinde yaşlandı. Hastalık yapma yeteneği azaldı diye bir şey bilimsel olarak doğru değil. Bu matematiği okuması lazım arkadaşların. Biz önlemleri aldıkça, kuralara uydukça virüsün yayılmasının önüne geçiyoruz. Bunu virüsün hastalık yapma yeteneği azaldı diye tanımlarsak, sıcaklar arttı sıcaklarla birlikte azaldı dersek o zaman toplumda gevşemelere neden olur.” açıklamalarında bulundu.