SİYASETTE ÜSLUP

Oda Tv internet portalında yer alan habere göre CHP Genel Başkan Yardımcısı A.Erdoğdu “İktidarın yapılacak ilk seçimde gideceğini, bunlara güvenenlere bir şey söyleyeyim: Bu adam gidici. Kalma ihtimali asla yok. Bütün iş dünyası ve yargı dünyası hesaplarını buna göre yapsın.” diyerek yerel seçimde kazandıkları başarıdan halkın mesajını anlamadıklarını bir kere daha göstererek, iş dünyasından yargıya oradan halka dönük tehdit dili kullanmaya başladılar.
Bugüne kadar girmiş oldukları tüm seçimlerde aynı rüyayı görüp aynı tehdit dilini kullandılar. Seçim akşamı rüyadan uyanıp gerçekleri görünce tekrar çark ettiler. 
Muhalefete sözüm; Ankara ve İstanbul seçimlerinde ki halkın mesajını iyi okuyun, bu çirkin dili terk edin. Halkın size verdiği şansı kullanamazsanız, farklı bir dil geliştiremezseniz başaramazsınız. Halk nefret dilini istemiyor.Bu dili ne muhalefette nede iktidarda kabul etmiyor. Kim birleştirici bir dil kullanırsa seçimi o kazanır. Herkes aklını başına alsın, sorumluluklarının gereğini yerine getirsin ve ayrıştırcı dili terk etsin. 

BÜROKRATİK/ASKERİ DİPLOMASİ 
Sayın Cumhurbaşkanımızın lideriliğinde Dişişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile birliket dış politika, diplomasi ve terörle mücadele alanlarında tarihi başarılar elde etmeye başladı. 
Katar’ın işgalinin önlenmesi, Somali’de üs kurulması, Irak içine kadar yapılan terör operasyonları, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin devlet hayalinin bitirilmesi, Suriye’de bir terör devletinin kurulma girişiminin sonlandırılması ve Libya tezkeresi bunlara verilecek güzel örneklerden bir kaçı. 
Emperyal güçlerin bizi Alanya körfezine hapsetme girişimine karşı Mavi Vatanı savunma adına Libya Tezkeresi çıkarıldı. Bu hamle, bürokratik diplomasinin olmazsa olmazlarından biri olan askeri diplomasiyle emperyal güçleri masa etrafına topladı.
Osmanlı döneminin son yüzyılından itibaren milletimizin ruhuna sirayet eden ezilmişlik hali yeni dış politika hamleleri ile dirilişe dönüşmeye başladı. 
Büyük devlet olabilme hayalini misakı milli sınırları içerisine hapsolmak olarak gören muhalif zihniyet yine kaybedenler kulübündeki yerini aldı. Türkiye, Libya tezkeresi ile önce ateşkesi ardından Rusya’da çatışan iki grubu bir araya getirerek bir diplomatik başarıya daha imza atıldı. 

İRAN RÜYASI
İran ile ABD arasındaki horoz dövüşü oyunu Ukrayna uçağının düşürülme olayı ile birlikte farklı bir iklime doğru evriliyor. İntikam alacağız diyen bir sözde ordu mensupları, yolcu uçağı ile savaş uçağının ayıramayarak 176 can aldı. Bu, dev olarak görünen İran’ın aslında cüce olduğunu kör ve sağırlara göstermiştir umarım.
Acem oyunu oynayalım derken uyanık kuş iki ayağını birden tuzağa yakalatır misali çırpınıp duruyor. Enfal Suresi 30.ayette yüce Allah’ın buyurduğu gibi ‘Doğrusu Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.’
Bu son süreç sonrası İran’ı ABD dahi kurtaramayacak gibi geliyor bana. Artık kaynayan kazana dönüşen iran rejimini kurtarma adına yeni bir strateji geliştirmek zorunda. Bunun iki yolu var ya İsrail’e füze atmak yada sünni coğrafyada yeni bir düşman üreterek savaşmak. Bunlar olmazsa iç savaş başlar, rejim gider. Elveda şii hilali rüyası.