İŞARET FİŞEĞİ

Diyarbakır ilinde Anadolu kadını Hacire annemiz evladına olan hasretini, yürek yangınını dindirme amacıyla 22 Ağustosta HDP binası önünde ‘teröre karşı toplumsal hareketin’ ilk işaret fişeği ateşledi. Bu ateşin mimarı Hacire anamıza devletimiz adına ne kadar teşekkür etsek azdır.
Öyle bir an gelir ki, bir anne tek başına terör baronlarının tekerine çomağı sokar. Bu anne bir Anadolu kadını ise yer yüzünü titretir. Tıpkı Nene Hatun, Kara Fatma gibi.
Değerli dostlar; en ufak bir olayda meydanlara dökülen solucanlar veya sözde sanatçılara söyleyeceğim şey şudur: Hacire ananın derdi ağaçtan daha önemli. Buradaki en can alıcı nokta fidanlarımız, yavrularımız. Bu fidanlara sahip çıkamazsak yarınımız yok olur.
Hacire ananın eylemi sonrasında Diyarbakır HDP il binası önünde toplanmaya başlayan cesur Anadolu kadınları duygularını ifade ederken, ‘haberlerde gördüm ve geldim, belki benim oğlum gelir’ bir anne ‘onların çocukları evde, bizimkiler dağda! Allah belalarını versin, ben onlardan oğlumu istiyorum’, bir baba yüreğinden gelen yangınla ‘bunlar kürt değil, bunlar Müslüman değil, bunlar gavur, HDP almış oğlumu PKK’nın eline vermiş’ diyerek haykırıyor. Orada eyleme devam eden anne ve babalar kötülüğe karşı duran merhamet dağlarını temsil ediyorlar. Onlar artık birer öncüler ve biz bu öncülere toplum olarak destek vermeliyiz. Bu bir şov değil, bir anne ve babanın yanan yüreğinin ateşidir. Bundan daha büyük bir gündem olamaz.
Buradaki eylemle birlikte teröre karşı yeni bir adım atılabilir. Bu milat olarak kabul edilip, çocukları dağa kaçırılan, terörden dolayı mağdur olan Doğu ve Güneydoğu halkımız terör baronlarının ülkemizdeki temsilcisi gibi hareket eden HDP’ye karşı:Tazminat davaları, ceza davaları açmalı. Bölge halkı artık toplumsal kolektif bir hareket başlatmalı. Batıdaki STK ve Milletvekilleride halkımıza gerekli desteği sağlamalı.Bu eylemler o hale gelmeli ki HDP ya terörle arasına mesafe koymalı yada küçülerek halkın iradesi ile yok edilmeli. Bu durum ilgili kurumlarca iyi yönetilmelidir.
Çünkü bu eylemler geç kalmış bir sivil toplum hareketidir. Diyarbakır direnişi. Güvenliğin tek başına bir çözüm olmadığı görülmeli ve sivil toplum hareketlerine gerekli destek sağlanmalıdır.
Ey devletimizin yetkilileri, savcıları, hakimleri; oradaki ailelerin dediklerini dikkate alın, kaçırılan battaniyeleri görün ve gerekli davaları cesaretle açın.
Son olarak ey SoluCanlar, ey sözde sanatçılar, ey sözde STK’lar, ey muhalefetin anlı şanlı!! partileri;
Türkiyemize, vatan topraklarımıza, bayrağımıza, toplumsal değerlerimize ihanet eden, masum insanları katl eden terör baronlarına yeter artık diye haykırın. Dikatatör dediğiniz adamın yoluna taş koymak için, terörist dediğiniz adamların yoluna baş koymayınız lütfen. 
Artık sus pus olacağınıza kardeşlik iklimine sizde can olun. Bu sizi inandığınız değerlerden koparmaz insan olduğunuzu hatırlatır.