Diller günahkar!

Millet İttifakı CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu dün Trabzon’da görkemli bir bayramlaşma törenine imza attı Atatürk Alanı hıncahınç insan doldu. Belki de muhalefet tarihinin en kalabalık mitingiydi.

***

Defalarca söyledim, yazdım, çizdim ve bir kez daha gördük ki, kullanılan dil, geliştirilen her söylem Ekrem İmamoğlu’na artı puan kazandırmış. Yunan’dı, Postus’tu derken İmamoğlu’na Trabzon kimseye karşı göstermediği bir reaksiyon gösterdi. Dünkü kalabalığın İstanbul’a etkisi ne olur bilemem ancak İmamoğlu’na Trabzonluluğu üzerinden sataşma düşüncesinin yanlış olduğu bir kez daha görüldü. “Trabzonlu ne zaman güleceğini de bilir ne zaman gürleyeceğini de” söylemini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından duyduğumuz meydanda Trabzonlular, sadece Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmadı. Bir nevi o kalabalık, “Siz bu dilinizi değiştirin. Kimse Trabzon’a öyle ya da böyle, ima da olsa kötü söz söyleyemez” dedi. Zira o kalabalık sadece CHP, İYİ Parti ya da diğerlerinin toplamının elde edebileceği bir kalabalık değildi. O kalabalıkta doğuştan AK Partililer de vardı. Bu yüzden suçlamayı, etiketlemeyi, karalamayı, ak edeyim derken içine etmeyi bırakın beyler.

***

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya havalimanında yapılan terbiyesizlik de aynı şey. O da kaybettirir. İçinde ne tür fikirler besliyorsan besle, neye inanıyorsan inan kalkıp Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’na ‘Akıllı ol’ diyemezsin. Ha dedin. Kimse kusura bakmasın aklını alırlar adamın, aklını… Bakan Soylu, o edepsizliğe orada anında tepki veremez miydi? Elbette verirdi ama vermedi. Bu bir provokasyondu ve Soylu da o provokasyona gelmedi. Kim kazandı derseniz, sağduyu kazandı, İstanbul seçimleri için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan sonra en fazla koşturan, en fazla oy toplayabilen Bakan Süleyman Soylu kazandı. Siz ‘akıllı ol’ dedikçe insanlara, “Biraz palazlanınca bu kadar terbiyesizleşenler yarın başa geldiklerinde ne yaparlar” dedirtirsiniz. Herkes Türkiye bir ideolojik çatışmanın, büyük bir kaosun eşiğinde olduğu gerçeğini görmeli ve diline hâkim olmalı.

***   

Süleyman Soylu da Trabzon’un, Ekrem İmamoğlu da. Bakan Soylu’nun bu şehirde oldukça fazla sevildiğini zaten biliyorduk. O şehre her geldiğinde ayrı bir hava kattığını, insanlara onun gibi dokunanın olmadığını hep söyledik. Trabzon Milletvekili adaylığı öncesi, “Bu uşağı tanıdıkça seveceksiniz” derken bu kadarını kimse tahmin bile etmezdi belki de. Ve bugün Süleyman Soylu, bir Trabzonlu olarak ülkenin ve hatta dünyanın dört bir yanından ses getiriyor. O, bırakın HDP’yi, bırakın PKK’yı, FETÖ’yü, ABD’nin bile yaptırım uyguladığı bakanların başında gelen bir Trabzonlu. O, “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” sözünden yola çıkarsak vatansever bir Trabzonlu.

***

Ekrem İmamoğlu da dün nereli olduğunu, ne olduğunu, kim olduğunu Trabzon Meydanı’ndan bir kez daha açıkladı.

Artık Yunan’dı, Pontus’tu bir kenara konulmalı.

Bırakın demokratik bir yarış olsun, kaybeden kazananı tebrik etsin, kazanan bu ülkeye hizmet etsin. Yarın seçim bittiğinde geride onarılamaz yaralar açılmasın. Ha İmamoğlu’nun arkasında FETÖ gibi, PKK gibi örgütler varsa da yarın demokrasi çizgisi dışına çıkılacak her uygulamada kayyum da dahil en ağır yaptırım uygulanır. Bu millet de bu kararın arkasında durur. Ancak siz başka başka söylemler içerisinde olursanız, Ekrem İmamoğlu’nda bu millet daha da kenetlenecek. Bir bakın. Seçim İstanbul’da yapılacak ama Trabzon’daki bir bayramlaşma miting havasında oluyor. Neden?

***

Bir düşünün. İktidarsınız, tüm mitinglerinize devletin tüm kurumlarını tam takım çağırıyorsunuz, yönetiminde olduğunuz tüm çağrı merkezi vb. işletmelerin tüm çalışanlarını mecbur tutuyorsunuz, katılımcılara maddi ve manevi kolaylıklar sağlıyorsunuz ama ancak şu anda hiçbir makamı olmayan, iş ya da aş isteyemeyeceğin, yaranmanın işe yaramayacağı Ekrem İmamoğlu’nun topladığı kadar bir insan topluluğu elde edebiliyorsun. Hem de ‘Ekrem İmamoğlu Trabzon’a geliyor’ propagandasının bu kadar kısık sesle yapıldığı bir ortamda bu kalabalık gerçekleşiyor. Bu nasıl oluyor diye bir düşünmek lazım. Elbette başka etkenler de var ancak benim tespitim kullanılan dil. Her söylenen sözün, her yapılan hareketin İstanbul’dan bin kilometre uzaktaki Atatürk Alanı’na üç beş kişinin daha gitmesine sebep oldu. Trabzon’da böyle olmuşsa, seçimin merkezi İstanbul’da bu dilin ne kazandırıp ne kaybettireceğini tahmin etmek inanın zor değil.

Bu yüzden dillere dikkat!
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.