Trabzon, 1924 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Kayıkçılar Loncası adına verilmesine karar verilen İstiklal Madalyası’na tam 101 yıl sonra resmen kavuştu.
Tarihi madalya ve beratı, bugün TBMM’de gerçekleştirilen özel bir törenle Trabzon’a takdim edildi. Törene, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, AK Parti Grup Başkanvekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül, TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Başkanı ve Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekilleri Mustafa Şen, Vehbi Koç, AK Parti Trabzon Milletvekili Yılmaz Büyükaydın, CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, İYİ Parti Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, İlçe belediye başkanları ile çok sayıda bürokrat katıldı.
Tören, Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başladı. Sorasında ise tören Trazon’un Kurtuluş Savaşı’nda ortaya konulan kahramanlıkları anlatan bir video gösterimi ile devam etti.
Törende ilk olarak Trabzon Valisi Aziz Yıldırım konuştu. Vali Yıldırım, “Bugün Trabzon’umuzun 101 yıl sonra, İstiklal Madalyası ile şereflendirilmesine hep birlikte tanıklık ediyoruz. Bu madalya yalnız bir şehrin değil, bütün Anadolu için bir onur mührüdür…
19 Mayıs 1919’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a attığı o ilk adım aslında Anadolu’nun kalbine atılmış bağımsızlık adımıdır. O gün, Karadeniz’in dalgaları ile gelen meşale dağları aşmış, ovaları geçmiş, her köyün, kasabanın yüreğini tutuşturmuştur.
Bu topraklar, asırlardır ekmeğini paylaşan, birbirinin yarasını saran, misafirin sofrasını açan cömert insanların vatanıdır.
Karadeniz’in en stratejik noktalarından biri olan Trabzon, cephane sevkiyatından gönüllü asker sevkine, pek çok alanda mücadelenin kalbinde yer aldı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Samsun’dan başlattığı bağımsızlık yürüyüşünde, Karadeniz’in bu yiğit şehrinin desteğini her zaman hissetmiştir. Bu durumu kendisi de 15 Eylül 1924 tarihinde Trabzon ziyaretinde şu sözleriyle ifade etmişti:
5 sene evvel ilk defa Samsun’a ayak bastığım zaman bana kalp gücü veren vatandaşlarımın ilk sırasında kahraman Trabzonluların bulunduğunu asla unutmayacağım. Sakarya Meydan Savaşı’na, 3 tümen ile yetişen Trabzon evlatlarının savaş alanında gösterdikleri özverili çabaların kıymetli anısı bilincimde sürekli taze kalacaktır. Trabzon, Türk topluluğunda, Cumhuriyetin zengin, güçlü, duyarlı, pek önemli dayanak kaynaklarından biridir. Böyle bir Cumhuriyet şehri gelecekte gerektirdiği bütün uygarlık ve ilerleme araçlarına sahip olacaktır. Trabzon, cepheye silah taşıyan teknelerin limanı, Anadolu’ya umut taşıyan yüreklerin durağı olmuştur. Ecdadımızın emanetini tam 1 asır sonra teslim alıyor olmamız, Kurtuluş Savaşı yıllarından dedelerimiz tarafından yazılmış bir mektubun şimdi torunlarının eline, bizim elimize ulaşması gibi derin bir anlam ifade ediyor. Ruhları şad olsun...” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “101 yıl sonra tarihimizin en onurlu sayfalarından birini yeniden canlandırmak ve kadim şehrimiz Trabzon’un Millî Mücadele’deki eşsiz fedakârlığını taçlandırmak için bu anlamlı törende sözlerle buluştuk.
Millî Mücadele’nin en çetin günlerinde, düşman gemilerinin gölgesi Karadeniz’e vururken, Trabzon’un liman işçileri, denizcileri, kayıkçıları, kadınları, gençleri ve yaşlıları bir milletin umudunu sırtlarında taşımışlardır.
Trabzon Limanı yalnızca bir lojistik merkez değil, adeta bağımsızlık ateşinin hazırlandığı, harlandığı bir ocak olmuştur. İstanbul’dan gizlice yola çıkan silah ve cephane, gece gündüz demeden fırtınalara meydan okuyarak Anadolu’nun bağrına, cephelere ulaştırılmıştır. Bu yiğit insanlar sadece yük taşımamış, bir milletin istikbaline, özgürlüğüne ve onuruna omuz vermiştir. 1. Dünya Savaşı yıllarındaki Rus işgalinin bıraktığı yıkım, Trabzon’u adeta harabeye çevirmişti.
Ancak tüm bu yıkıma rağmen Trabzon umudunu ve direncini asla kaybetmedi.
Trabzon, Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin Kurucu Başkanı ve İstikbal Gazetesi Sahibi Faik Ahmet Barutçu’nun organize ettiği mitingler ve Ali Şükrü Bey’in keskin kalemiyle işgalcilere karşı duruşu ile sadece Trabzon’un değil tüm Anadolu’nun cesaretine ilham kaynağı olmuştur. 20 Ocak 1920’de büyük meydanda düzenlenen ilk miting, işgalcilere karşı çekilen isyan bayrağı olmuş, Trabzon’un sesi, İtilaf Devletleri’ne gönderilen protesto telgrafları ile tüm dünyada yankı bulmuştur.
Bu mücadelede Trabzon’un yiğit evlatları adeta destan yazmıştır. Vali Hamdi Kapancı, Eyübzade İzzet, Nemlizade Sabri, Alaybeyzade Faik ve Arif Kadızade Recai… Trabzonlu valiler, bürokratlar, esnaf ve halk tek yürek olmuş; cephede, limanda vatandaş için ter dökmüştür.
Karadeniz’in zorlu şartlarında, yokluk içinde varlık gösteren Trabzon Kayıkçılar Loncası, cepheye silah, mühimmat ve erzak taşıyarak Anadolu’nun direncine adeta hayat vermiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1924’te Trabzon’a geldiğinde ‘Trabzon fedakârlığın adıdır’ diyerek bu şehre hak ettiği değeri de teslim etmiştir. İşte o gün bu büyük Meclis, Trabzon Kayıkçılar Loncası’nın eşsiz hizmetlerini onurlandırmak için İstiklal Madalyası verilmesini kararlaştırmıştır.
Bugün, 101 yıl sonra TBMM arşivlerinde yapılan titiz çalışmalar ve Millî Savunma Bakanlığımızın onayı ile bu vefa borcu ödeniyor, yerine getiriliyor.
Bu madalya yalnızca Trabzon’un değil, tüm milletimizin bağımsızlık yolunda ortaya koyduğu iradenin, cesaretin, fedakârlığın sembolüdür. Bu madalya Trabzon’un gençlerine, geleceğine ve vatan sevgisini nesilden nesile taşıyan her bir Trabzonluya aittir.
Bugün geçmişten aldığımız ilhamla, Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ülkemiz bölgede ve küresel arenada etkili ve saygın, örnek alınan bir devlet konumuna da ulaşmıştır. Dün Trabzon’un yiğit insanları cepheye erzak ve mühimmat taşıyarak vatanın bağımsızlığına katkı sağladıysa, bugün de aynı inanç ve azimle ülkemizin gelişmesine, güçlenmesine ve özgürlüğüne hizmet etmektedir.” dedi.
“Trabzon Fedakârlığın Adıdır”
Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Trabzon halkı bu süreçte vatanına olan sevdasını gözler önüne sermiştir. Üstün bir cesaretle mücadelesini sürdürmüş, kayıklarına yüklediği her sandıkta umudu taşımıştır. Trabzon’un bu yiğit evlatlarının yaptığı fedakârlıklar 15 Şubat 1924’te İstiklal Madalyası tarafından onaylanmıştır. Malumlarınız üzere 101 yıl boyunca bu madalyalar takdim edilememiştir. Özellikle vurgulamak isterim ki Gazi Atatürk’ün de “Fedakârlığın adıdır” dediği bu güzide şehrin mirasına sahip çıktığımızı duyurduğumuz için mutluyum. Vatanımızın birliği ve bekası için her zaman aynı kararlılıkla devam ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her alanda büyük yatırımlar yapıyoruz. Şanlı tarihimizde attığımız her adımda bize yol göstermeye devam ediyor. Trabzon’un Millî Mücadele’mizde gösterdiği emek gibi bizler de yarınlar için çalışıyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle Trabzon’un hak ettiği madalyaya kavuşmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Bu törenin bir parçası olduğum için duyduğum mutluluğu ifade ediyorum.” dedi.
Kurtulmuş: “Trabzon’un 101 Yıllık Hakkı Teslim Edildi”
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Sizleri Gazi Meclis çatısı altında karşılamaktan dolayı memnuniyet duyuyorum.
Her şeyden evvel gecikmiş bir vefayı ortaya koyuyoruz. 101 yıl evvel imzalanmış beratın Trabzon’a teslim edilmesi tarihi bir sorumluluktur. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm geçmişimizi rahmetle yâd ediyoruz. 2 hafta evvel burada Samsun’a tevdi ettiğimizin üzerinden Trabzon’un da madalyasının verilmesiyle birlikte bir halka tamamlanmış oldu. Bizler tarihi okurken bugünün şartlarıyla okuyoruz. Nice yoklukların ve yoksullukların olduğu bir dönemde her şeyi bir tarafa bırakarak mücadelemize destek vermiş olan her bir büyüğümüzü rahmetle yâd etmeliyiz. İstiklal Mücadelemizin temelindeki bazı unsurları unutmamalıyız. İstiklal Mücadelesi, Türkiye’nin bağımsızlığı hiç şüphesiz kolay olmadı. Millî Mücadele’nin 4 temel özelliği, birinci birlik ruhudur. Bu çerçevede bizim için millet olarak önde tutmamız gereken en temel hususlardan birisidir. İkincisi ise özgürlüktür. En temel özelliklerimizden birisi de bu milletin özgürlüğüne düşkün olmasıdır. Yoksa diğer milletler gibi boyun eğer o mücadeleyi veremezdik. Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne giden yolu kısaltan adımlardandır. Trabzon’un kayıkçıları ve mangacıları o zor şartlar altında lojistik desteği ortaya koyarken bütün dünya milletlerine örnek olacak bir çabanın ateşini yaktılar. Emperyalizme karşı mücadele veren tüm milletler için unutulmaz bir fitil ateşlendi. Bir başka nokta ise millî egemenliği sadece kendisinin yöneteceği hissiyatına o zor şartlar altında sahip olabilmek kolay değildir. Trabzon’un yiğitleri asla mandacılığa kulak asmamıştır. Ahkâm kesen o günün büyük isimlerine bu millet asla pabuç bırakmamıştır.
Bunları gerçekleştirebildiğimiz için bağımsızlık ortaya çıktı. Bu temel özellikleri hiç unutmadan hareket edeceğiz. Türkiye’yi daha güçlü hale getirmek için çaba göstereceğiz.
Tarih belli aralıklarla bir tekrar içindedir. Bugün yaşadığımız dönemde de geçmişten izler vardır. Anadolu kıtası dediğimiz yer dünyanın altın halkalarından birisidir. Çevremizin ateş çemberi haline geldiği, siyonist yönetimin işgal stratejileriyle bölgemizde dimdik ayakta durmamız gerekiyor. Birlik ve beraberlikten geçiyor bunun yolu. Millî egemenlikten başka hiçbir egemenliğe boyun eğmemekten geçiyor. O gün kazandığımız bir özellik ise birlikte hareket etmek ve birlikte olmaktır. Terörsüz Türkiye olarak ortaya koyduğumuz 50 yılımızı işgal eden terörün sona erdirilmesi.
Tam manasıyla birlik ve beraberlik için çabalıyoruz. Trabzon’un millî konulardaki hassasiyetini bildiğim için söylüyorum. Bu süreç içerisinde terör örgütleriyle hiçbir pazarlık yapılmamıştır. Şehitlerimizin ruhunu incitecek hiçbir adım atılmamıştır. Eren Bülbül’ün hakkını hukukunu göz ardı edecek hiçbir şeye fırsat verilmeyecektir. Türkiye siyaseti olarak biz üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz. İşimizin zor olduğunun farkındayız. Ancak Türkiye bir kez daha terör örgütleriyle uğraşmayacak. Bunun için çabalıyoruz. Biz evlatlarımızı gömmek yerine silahları gömmeyi esas almak zorundayız. Türkiye’deki millî birlik ve beraberliği daha da güçlendirmek için çabalamak zorundayız. İstiklal ruhumuzu demokratik standartlarla taçlandıracağız. Bütün bunların üzerinde birleşen bir Türkiye olarak devam edeceğiz. Bu coğrafyada dün de bugün de güçsüzken ayakta durmak mümkün değil. Güçlü olmak için de ifade ettiğim dört unsurun önemi vazgeçilmezdir. Bu vesileyle bu anlamlı töreni yapmamızı mümkün kılan tüm İstiklal Mücadelemizin kahramanlarını yâd ediyorum. Tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Onların mücadelesi olmasaydı biz bugün burada olmayacaktık. Onun için diyoruz ki geçmişten gelen bu ruhu koruyacağız. Hep birlikte yolumuza daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz. Allah bu ülkede ipleri başka elinde olanlara fırsat vermesin.
Bu vesileyle 101 yıl gecikmiş olan hakkı teslim etmek için düzenlenen bu toplantı dolayısıyla emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Trabzon’a yakışıyor, hayırlı uğurlu olsun.” ifadelerine yer verdi.