Trabzonspor - Fenerbahçe maçının ardından...

Atan ve tutan skoru belirledi - Mehmet Demirkol (Fanatik) 

Nefes kesen, lig standardının çok üzerine bir oyun oldu. Atan-tutan skoru belirledi. Sörloth ve Uğurcan kahramanca performanslar sergilediler. Vedat ve Altay vasat bile değildi. Dengeyi Trabzonspor lehine bozan bu oldu. Beklemediğim şekilde Fenerbahçe baskıyla başlayıp 1 dakikada 2 net pozisyon bulup 1-0 öne geçti. Trabzonspor orta sahası oyuna ağırlığını koyamadan Sörloth, Dirar’ın çevre kontrolü rakip takibi sorununu iyi kullanıp beraberliği sağladı. Fenerbahçe maç boyunca özellikle Pereira’nın arkasına ellerini kollarını sallayarak girmeyi başarsa da son pas şut etkinliği kötüydü. İlk yarıdaki 8 kornerden 1 penaltı tartışması dışında bir şey çıkaramamak da sorundu. Duran top organizasyonları hep çok zayıftı. Deniz, Emre ve Ferdi’nin oyuna girişi de çok değişiklik yaratmadı. Uğurcan güvenilir bir duvar gibiydi. Set oldu. Fenerbahçe oyunu domine etti ama Uğurcan ve Sörloth’un ekstra performansları Trabzonspor’a hak edilmiş bir galibiyet getirdi.Gecenin sorusu Campi’nin indirdiği top 6 pasın ortasına geliyor. Altay’ın o topa gitmeyip beklemesi üzerine durmak lazım. Genç kaleci bu yan top sorununu ne zaman düzeltme yoluna girecek?Maçın starı Sörloth ve Uğurcan arasında karar vermekte zorlanıyorum. Çok sağlam direnç noktasıydılar. Kararlılık, odaklanma güç ve teknikle sahadaki herkesten etkiliydiler. Uğurcan, Trabzonspor’un ürünü. Ancak Sörloth da Doğu Karadeniz’de Sörloth oluyor. Maçın olayı Trabzonspor öne geçtiği maçlarda en çok puan kaybeden 2. takım, Fenerbahçe ise geri düştüğü maçlarda en çok puan kazanan... Dün tam tersi bir durum ortaya çıktı. Sörloth oyun yokken sonuç çıkardı. Uğurcan da Fenerbahçe baskısına direndi. Bireysel performanslar işin rengini belirledi.

Kısa mesajDirar’ın çevre kontrolü adam takibi sorununu geçen hafa Visca değerlendirememişti. Sörloth cezayı kesti.

Uğurcan ve Sörloth mucizesi - Cemal Ersen (Milliyet) 

Dışarıda içeride, hiç fark etmiyor. Trabzonspor için Fenerbahçe maçları her zaman zor olmuştur. Çoğunda da ezeli rekabet gerilime dönüşmüş ve sinirlerine hakim olan tarafın yüzü gülmüştür.Dün gece Akyazı’da böyle bir maça daha tanıklık ettik. Kruse’nin henüz 45. saniyede gelen golü tam anlamıyla şok oldu bordo-mavili takım ve tribünler için. Kolay değil, maça resmen yenik başlıyorsunuz on binlerce taraftarın önünde. Hem moral bozukluğu hem büyük bir stres demek bu.Trabzonspor’un istikrar abidesi Sörloth’un rakip savunmayı adeta delip attığı eşitlik sayısı 15. dakikada gelmese, maçın hikayesi inanın çok farklı olabilirdi. Norveçlinin golüyle oyun yeniden başladı.Lig ve kupada istim üzerinde bir Fenerbahçe’den söz ediyorum. Özellikle orta alanda bariz bir üstünlük sağladı rakibine. Ozan ve Gustavo aldıkları hep topla doğrudan kaleye giderken hiç direnç görmemeleri, Trabzonspor’un bu bölgede büyük zaafiyet yaşamasından kaynaklandı. Obi Mikel defansif anlamda yetersiz, Sosa durgun, Ndiaye gönülsüz oynayınca, sağa sola koşturmak Yusuf Sarı’ya kaldı.Futbol cilveli bir oyun, ikinci golü bulmak bu tabloda Trabzonspor’a düştü. Sosa-Campi-Novak işbirliği, ev sahibini öne geçirdi. Hazırlanışı da, sonuçlanması da güzeldi. Güzeldi de kaleci Uğurcan’ın peşi sıra iki kritik kurtarışı olmasa, soyunma odası konuşmaları başka planlar üzerine yapılabilirdi.Hüseyin Çimşir’in ilk müdahalesi yorulan Yusuf’u çıkarıp, ayağının tozuyla Trabzon’a gelen Guilherme’yi sahaya sürmek oldu. İddia ediyorum daha ilk maçında bu takıma büyük katkı sağlayacağını gösterdi Brezilyalı.Ersun Yanal’ın karşı hamlesi ise Emre ve Deniz ile geldi. Bu kadar çok ofansif isimle oynamak risk anlamına gelse de, oyunun kontrolünü elde tutmak ve Trabzonspor’u sahasına hapsetmek işe yarayabilirdi. Nitekim dakikalar ilerledikçe her şey Fenerbahçe’nin istediği şekle büründü. Ama o son vuruş gelmedi. Çünkü Trabzonspor kalesinde bir duvar vardı!İnanın Trabzonspor son dönemlerde bu kadar baskı yediği bir maç oynamamıştır. Buna karşılık bu denli mücadele edip yorulmamıştır. Futbol şansı çokça yanında olsa da dün gecenin kahramanı kuşkusuz kaleci Uğurcan idi. İnanılmaz işler yaptı. Trabzonspor maçı kazandı ve Fenerbahçe’nin sıralamada üzerine çıktı ise aslan payı genç file bekçisinindir. Helal olsun Uğurcan’a. Ve elbette Sörloth. Kuzeyin oğlu bitmez tükenmek enerjisi ile tek başına rakibe kafa tuttu. O örnek bir profesyonel ve takımın ateşleyici gücü.Maç sonuna gelince. Ortamı bu kadar gerenler futbola yaptıkları ihanetle anılacaktır kuşkusuz. Trabzonsporlu oyuncuların sağduyusu bu tuzağı bozdu. Futbol sahada oynanır ve orada kalır!

F.Bahçe’nin yanlış hesabı - Ercan Güven (Milliyet) 

Birinin en zor deplasmanı diğerinin kendi sahasındaki en zor derbisiydi… Trabzonspor gerildi ama kopmadı. Fenerbahçe bir hafta arayla aynı suda ikinci kez yıkanabileceğini sandı!Fenerbahçe, hem kadro hem de hedef olarak Başakşehir galibiyetini tekrarlamak üzere çıktığı maçta kısa süreli bir fırtına estirdi ve bir dakika dolmadan öne geçti.Ancak ne Fenerbahçe orta sahası bir hafta önceki özenindeydi, ne bekleri kanatlara takviye verdi, ne forveti isabetliydi, ne de Trabzonspor baskıya boyun eğecek bir takımdı.Üstelik Rodrigues’i bir çalım merakı sarmış ki, her kaptırdığı top kontratak olarak geri dönüyor, Muriç orta sahaya takviye yapmaktan rakip ceza alanına bile giremiyordu.Fenerbahçe umduğunun aksine ne rakibi ne de rakip seyirciyi oyundan düşürecek bir futbol sergileyemiyordu. Gidip geliyordu futbolu. İstikrar, devamlılık yoktu.İlk yarıda Sosa bir türlü sahneye çıkmamış, Nwakaeme cezalı olsa da Trabzonspor’u ayakta tutmaya sadece atan ile tutan yani Sörloth ve Uğurcan yeterdi. Uğurcan üç garanti golü kurtardı maçta… Sörloth ise sanki bir mucize. Öyle bir santrafor ki, dört dörtlük. “Şunu da yapamıyor” dediğiniz bir şey yok. Maçın ilk çeyreği dolmadan defansın arasından sıyrılıp üç Fenerbahçe savunmacısını ekarte edip Ekuban’ın pasıyla buluştu ve Trabzonspor beraberliği buldu.Yine akıllanmadı Fenerbahçe… Başakşehir karşısındaki şahane oyunundan küçük pasajlar dışında hızlı rakibi karşısında işe yaramayan futbolunu aynen sürdürdü. Fenerbahçe bir türlü oyun üstünlüğü kuramadan baskı yapmaya çalıştıkça her sonuçsuz atak girişimi rakipten dönüp Sörloth’a kadar gidiyor ve gol tehlikesi oluyordu. Trabzonspor ilk yarıda genç Yusuf’a forma vermese, sağını da iyi kullanır ve çok daha zor anlar yaşardı Fenerbahçe. Trabzonspor’u öne geçiren golde savunmacı Campi vardı. Stoper asist yaptı, gol sol bek Novak’ındı. Trabzonspor’un maçın sonlarına doğru geleneksel fizik düşüşü bu kez erken geldi ve ilk yarının son dakikaları Fenerbahçe’nin üstünlüğünde, Muriç ile Tolga’nın kaçırdığı gollerle geçti.Trabzonspor ikinci yarıya Yusuf’un yerine yeni transferi ama hazır durumdaki Guilherme’yi alarak başlayınca Fenerbahçe’nin işi bir kat daha zorlaştı.Maçın üçte ikisi biterken Ersun Yanal yeni bir takım kurdu sahada. Tolga ve Dirar’ı aldı, Emre ile Deniz’i soktu ve Muriç nihayet kaleye yakın oynamaya başladı. Yanal’ın amacı orta sahayı ele geçirmek ve Muriç’i orta ile beslemekti. Bir yandan da beraberlik için duran topları bekliyor olmalıydı Yanal.Hüseyin Çimşir’in hamlesi ise Ekuban ile Sturridge’yi değiştirmek oldu. Trabzonspor kağıt üstünde daha güçlü ve hızlı bir takım haline gelmişti ama fizik düşüşteydi.Fenerbahçe son değişikliğini Rodrigues’in yerine Ferdi’yi sokarak yaptığında maçın bitmesine tam onbeş dakika vardı… Yani, Trabzonspor’un fizik üstünlüğünü koruyan takımlar karşısında fren yaptığı süreç. O dakikalarda Çimşir Ndiaye ile Doğan’ı değiştirerek Trabzonspor’a dirilik kazandırmaya ve galibiyeti korumaya çalıştı ki, çok doğruydu.Son dakikalardaki Fenerbahçe baskısı büyük fırsatlar yaratsa da Trabzonspor savunmasını ve asıl mükemmel oynayan Uğurcan’ı geçemedi.Elbette her şey bitmedi Fenerbahçe için…Ancak, rakipleri arasından Trabzonspor’u çıkaramadığı gibi bir de deplasman fobisinin hortlama ihtimali belirdi. Kısaca, Fenerbahçe’nin hedefi kaybetme riskini ciddi şekilde yükselten bir yenilgidir Trabzon’daki.

Atan ve tutan..! - Aksal Yavuz (Milliyet) 

Trabzon’da tarihi bir gün, kış değil sanki yazdan kalma bir gün. Tribünler cıvıl cıvıl, rengarenk, bahar gelmiş sanki.Derler ya hani; altı puanlık maç. Bu maç ondan da öte; anlatmakla ve yazmakla bitmez!Maça gelince..İki takımın en zayıf haklısı; defansı…Hızlı başlayan Fenerbahçe, top Trabzonsporlu oyuncuların ayağına değmeden golü bulan Fenerbahçe. Bahar gibi hava Trabzonsporluları buz gibi yaptı! Sadece tribünleri mi, bordo-mavili oyuncular da neyin ne olduğunu anlamadı açıkçası, dakika bir gol bir, Trabzonsporlular için “şok”...Bordo-mavili takımın en büyük zaafı geniş alanda oynamaya çalışması, orta sahada geniş boşluklar bırakması; sarı-lacivertli oyuncuların ekmeğine adeta yağ sürdü…Şok da bordo-mavili oyuncularda tam 15 dakika sürdü… Fenerbahçe 2. golü de bulabilirdi…Bu zaman dilimi içerisinde ne oynadığını bilen bir adam vardı sahada, şoktan ve de hava durumundan etkilenmeyen; biz kuzeyin kralı diyelim, siz kuzeyin çocuğu deyin; Sörloth…Trabzonspor’un golcüsü oyuncularını şahlandırdı, Fenerbahçe defansını adeta dağıttı. Attığı gol, direkte patlayan topu…Novak ve Campi’nin ortaklaşa attığı golün mimarı da Sörloth’tu.Uğurcan’ın da hakkını teslim edelim, inanılmaz kurtarışlara imza attı… Adeta skora imza attı genç kaleci…İkinci yarı bordo-mavili takımın geri çekilmesi, oyunu kendi yarı alanında kabul etmesi; skoru koruma içgüdüsü…Doğrusunu söylemek gerekirse, bu bölümlerde pas yapabilselerdi!Nwakaeme’nin eksikliği de hissedilmedi değil…Bitirelim. Trabzonspor dün iyi mücadele etti, puan ve puanlarlardan fazlasını aldı… Atanlar ( Novak, Sörloth) ile tutan iyi olunca, skor böyle oluyor işte..

İlk yarıda kaybetti - Ömer Üründül (Sabah) 

Fenerbahçe 45. saniyede attığı golle maça 1-0 galip başladı. 15. dakika maçın kırılma anı idi. Kruse önemli bir pozisyonda 2. golü kaçırdı. Trabzon da karşı atakta Sörloth ile skora denge getirdi. Kalesine gelen ikinci topta Fenerbahçe ikinci golü de yedi. Ardından devrenin sonuna kadar Fenerbahçe baskısı vardı, iki tane de gol fırsatı buldu ama birinde Dirar topu dışarı vurdu, diğerini Uğurcan kurtardı.İkinci yarı Fenerbahçe'nin baskısı vardı. Trabzonspor da skor avantajını göz önüne alarak 18'i önünde alan daraltan savunma kurgusuna geçti. Bu tabloda Fenerbahçe yoğun baskıya rağmen beraberlik golünü bulamadı.Fenerbahçe dün maçı ilk yarıda kaybetti. Çünkü Trabzonspor ilk 45 dakikada, maçın başında yediği gol yüzünden mecburen açık oynuyor, kaliteli orta sahasının pres yeterliliği ve devamlılığı olmadığı için de çok büyük boşluklar veriyordu.Fenerbahçe bu yarıda 4 net gol kaçırdı; 3 tane de çok önemli atak, yanlış pas seçimi ile değerlendirilemedi. İkinci yarıda ise futbolumuzdaki set oyunundaki genel yetersizlik Fenerbahçe için de gözler önüne serildi. Kapanan rakip karşısında yoğun baskıya rağmen sadece tek pozisyon bulabildiler, onu da Uğurcan kurtardı.Bu tip oyunlar tam Vedat'ın istediği ortam. Ama Vedat aynı Başakşehir maçındaki gibi dün gece de beklenen performansının altındaydı. Ersun Yanal'ın yaptığı hamlelerden de hiçbir katkı gelmedi.Trabzonspor takım halinde iyi mücadele edip, disiplinli oynadı. Sörloth ve Uğurcan galibiyeti getirdiler. Dün gece belki de dünyada benzeri olmayan bir olaya şahit oldum. Bir gece önce şehre gelip imza atan, hiç idmana çıkmayan ve arkadaşlarını tanımayan Guilherme böyle kritik bir maçta ikinci yarıda görev aldı.

Şampiyonluk yarışında daha kuvvetli - İskender Günen (Sabah) 

Bazı maçlar var ki mutlak üç puan almak zorunluluğu vardır. Aynen dün geceki karşılaşma gibi. Çünkü şampiyonluktaki rakiplerinizden biri ile kendi sahanızda oynuyorsunuz ve mutlak üç puan almanız gerek. Alacağınız galibiyet size bundan sonraki maçlarda öz güveninizi arttırma açısından büyük önem taşımakta.Nwakaeme takımda olsa dünkü maçta bu kadar baskıyı yemeyebilirdi Trabzonspor. Maçın daha 45. saniyesinde gelen şok bir gol ve rakip 1-0 önde. Böyle bir durumda tepkiyi vermek kolay değil. Çünkü kendisinden çok şey beklediğiniz oyuncuların performansları üst düzeyde değil. Obi Mikel ve Sosa gibi... Başlangıç 4-3-1-2 ama top rakip sahaya geçtiğinde Ekuban ile Yusuf Sarı üretkenlikten uzak bir görüntü içindeydi. Bir tek Sörloth vardı ki; dünkü maçın Trabzonspor adına hücumda en önemli ve takıma katkı veren oyunculardan biriydi. Buluştuğu her topu saklama becerisinin yanında attığı mükemmel gol ve ardından savunmasından bile top çıkardığı pozisyonlar var.Maçın kilit oyuncusu ise herhalde Uğurcan Çakır idi. Çünkü inanılmaz kurtarışlara imza attı. Özellikle uzatmada kurtardığı bir pozisyon var ki; Kruse'nin altıpastan vuruşunda gole izin vermeyerek takımına 3 puanı getiren isimdi.Beklentilerin dışında bir oyun ama yukarıda belirttiğim gibi bu maçta alınması gereken 3 puandı. Ve sonuçta Trabzonspor bunu başardı. Bordo-mavililer, bu sonuçla şampiyonluk yarışında çok daha kuvvetli bir duruma geldi ve ilerleyen haftalar için de moral depoladı.

Duvar aşılamadı - Gürcan Bilgiç (Sabah) 

Böyle gergin bir maçın ilk dakikası dolmadan öne geçmek, Fenerbahçe adına büyük ikramiye gibiydi. Bu atmosferi yönetecek tecrübeye sahip oyunculara rağmen, Fenerbahçe'nin "acemi" modu devreye girdi. Top kayıpları veya yanlış pas tercihlerinin üstüne, bir de pozisyon almadaki sıkıntılar geldi. 11. kez kaleyi tutan ilk topun gol olduğu bir "tekrar" serisini de analiz defterine eklediler."Neler oluyor" demeye kalmadan baskıyı arttırıp, beraberliğin etrafında da gezmeye başladılar. Uğurcan'ın iki müthiş kurtarışı vardı bu devrede. Sekiz korner atışından gelen her topa Trabzonsporlu oyuncuların dokunması da Hüseyin Çimşir'in hafta içi tedbirlerinin ürünü.Ersun Yanal, Emre ve Deniz hamlesini yapmak için 60'a kadar bekledi. Skorun telaşına düşmüş rakibi karşısında oyunun akla ve sakinliğe daha önce ihtiyacı vardı aslında. Bir anda tek kale mücadeleye dönüştü oyun. Sadece Sörloth'un yapacaklarına odaklanmış Trabzonspor taktiği ve onu yöneten müthiş bir Sosa performansı. Akyazı'daki duvarda gedik açmanın peşine düşen bir pas harekâtına başladılar. Maça tempo getirmek ne çare iken, buna izin vermeyen, aldığı faulleri dakikalarla kullanan Trabzonspor tavrı vardı. Birilerinin sorumluluk alması, diğerlerinin yardımı gerekiyordu ama Gustavo'nun dilinden anlayamadılar. Stadın atmosferinde kolay hareketler bile zorlaştı. Büyük maçları ruhundan, dilinden en iyi anlayan takım, bu defansif direnci ve Uğurcan'ı bir türlü aşamadı. Zirve hesaplarında çok kritik bir yenilgi aldı Fenerbahçe. Beraberlik, dengeleri elinde tutmasını sağlayacaktı. Trabzonspor kalecisinin ellerinde, golcüsünün liderliğinde, Sosa'nın yönetiminde istediklerini aldı. Şimdi ligin falına yeniden bakacağız.

Hakemi eleştirdiğim nokta... - Erman Toroğlu (Sabah) 

İki takım için de korku filmi gibi bir maç.Son derece kontrolsüz hareketler var. İki takım da orta sahada pozisyon hazırlamada kaliteli işler yapmıyorlar, topu bir o kapıyor, kullanayım derken veriyor karşı tarafta; bu sefer de karşı taraf kaptırıyor..Hani devamlı diyorlar ki, ben oynayamıyorum, al sen oyna!Hakem, genelde kötü maç yönetmedi.Hakemi bir tek eleştireceğim nokta var.Oyun başladı, Ndiaye'ye bir kart gösterdi ki, gösterilmezdi. Bundan evvel Ozan'ın pozisyonu var, kart için daha net..Hadi diyelim ki az sarı, nasılsa!Bir şey dikkatimi çok çekti. Serdar Aziz ile hakem arasında bence bir büyü vardı.Üç tane net sarı kartı Serdar'a göstermedi.Ya büyü vardı ya da sarı karta karşı Serdar Aziz'in Passolig'i vardı.Devamlı girip-çıkıyordu rakiplerine.Fenerbahçe'de 90 dakika ayakta kalan tek adam var, Kruse.. Ama o da arkadaşlarına ayak uyduramadı. Muriqi top almak için çok geriye geliyor. Çünkü Fenerbahçe orta sahasından iyi top çıkmıyor.Kruse inanılmaz çalıştı ve çok iyi işler yaptı ama tek kaldı.Trabzon'da da önce Sörloth sonra da Uğurcan'ı sayarım.. Bu arada Uğurcan için bir kaleci değil de ahtapot demek lazım. Biraz da Ndiaye vardı.Yani 2.5! Ama iki takımda da herkes koştu.Yusuf Sarı ile başlamak büyük hata. Bu çocuk iyi bir oyuncu olabilir ama bu maça koyarsan onu ezersin. Trabzonspor 45 dakika eksik oynadı. İkinci yarıda, takıma yeni gelmesine rağmen Guilherme'yi koyunca maç dengelendi.Guilherme'nin ayağına top gelince hep iyi kullanıyor.Trabzonspor'un dün gece atanı da tutanı da iyi oynadı. Sörloth, direkten giden topu uzak köşeye vursa, üçüncü golü yapmıştı. Aslında bu maçı Trabzonspor'un kazanması yukarıda çok fazla bir şeye tesir etmedi. Çünkü herkes birbirine çok yakın. Bu tip işler şampiyonluğa oynayan diğer takımlara yarıyor.

Okuyanlar/Yazamayanlar - Bülent Timurlenk (Sabah) 

F.Bahçe sanki Başakşehir maçının son düdüğünden tünel kazıp bu maça çıkmış gibi 45. saniyede golü buldu. Trabzon 18 maçta ilk 15 dakikada kalesinde gol görmemiş ve sahasında ilk golü yediği 2 maçı da kaybetmiş. Hepimiz biliriz büyük maçlarda Trabzon taraftarı takım geriye düştüğünde oyuncuları etkiler. Kruse ikiyi bulsa başka bir maç olurdu. Yanal'ın öne geçtikten sonra Trabzon'un üstüne gitmesi beraberlik golünü getirdi. Nwakaeme büyük eksikti ama Ekuban onu aratmayan sadece pas desek ayıp olacak bir top attı Sörloth'a. Sırtı dönük top alan rakip 9 numaraya vurduran F.Bahçe defansı bildiğiniz gibi.2. golde sol bek Novak'ın kalenin sağ tarafına kafa vurması ise Jailson ve Serdar'ın o andaki iflasıydı. F.Bahçe ilk yarıda müthiş pas oyunu oynadı.Başakşehir maçında olduğu gibi Tolga başta olmak üzere üç net fırsatı değerlendiremediler.İlk yarıdaki müthiş tempodan sonra oyunu soğutmak için Guilherme doğru tercihti. Yanal da iki sağ ayaklı sol kanadını değiştirdi ve Emre takviyesi ile Ozan'ı öne itti. Kenardan gelen ne Emre, ne Deniz ne Ferdi ne Sturridge sahaya adımlarını attılar ama oyunun ruhunu hissedemediler.Trabzon orta sahasının oyundan düştüğü son 25'te Sturridge yerine Doğan ya da A.Parmak girse Sörloth'un arkasında Sosa ile Trabzon daha dirençli olabilirdi.Ama yine de Çimşir sarı kartlı Ndiaye'yi alıp yerine koyduğu Doğan ile Ozan'ın bir pozisyonunu önlemiş oldu.F.Bahçe deplasmanda geriye düştüğü 5 maçta 4 puan alabilmişti. Dün ilk golü bulmuş olmalarına ve oyunu iyi okuyan hocalarına rağmen tabelaya yazmayı bilemediler.

Şampiyonluk yolunda kritik galibiyet - Erman Özgür (Fanatik) 

Fenerbahçe, Ozan’la yaptığı baskı, Rodrigues’in asisti ve Kruse’un 45. saniyedeki golü ile maçın kontrollü olma ihtimalinin üstünü çizdi. Trabzonspor’da Ndiaye’nin yüksek konsantrasyonu ve Sörloth’un baskın oyunu öne çıkarken Sörloth ile Novak’ın golleriyle gelen geri dönüşe kaleci Uğurcan kurtarışları ile eşlik edip skoru tutmalarını sağladı. Fenerbahçe ise rakibine göre oyun üstünlüğü ya da pozisyon sayısında değil son vuruş becerisinde yenik düştü. 2. yarıya Trabzon, Guilherme hamlesi ile geldi.Topu daha çok Fenerbahçe’ye bırakıp dikine oyunu topu ayağa çıkabilecek bir fazla oyuncu doğru tercihti. Ancak ilk yarıya göre oyun daha kontrollü, pozisyon daha azdı. Ersun Yanal’ın Emre, Ferdi hamleleri de işe yaramayınca sezonun en güzel maçlarından birinde Trabzonspor ev sahibi olmanın avantajını iyi kullanıp şampiyonluk yolunda en önemli rakiplerinden Fenerbahçe’yi devirmeyi başardı.Gecenin sorusuFenerbahçe için ters giden neydi? Elbette iç sahadaki kadar baskılı değildi. Ama Trabzon deplasmanında topa sahip olup en az rakibi kadar pozisyon buldu. Son vuruşlardaki beceriksizlik bu sezonki birçok kayıpta olduğu gibi mağlubiyetin ilk sebebiydi.

Maçın starı

Bir santrfordan ne bekliyorsanız hepsini Sörloth’da bulabilirsiniz. Skor yapma becerisi, hücum pres, adam eksiltme, mücadele, hava topu gibi her ayrıntıda Fenerbahçe stoperlerini maç boyunca zorladı ve maçın yıldızı olmayı da başardı.

Maçın olayı

Trabzonspor’un geri dönüşü. Sezonun stresi en yüksek maçına üstelik 1-0 mağlup başlayan Trabzonspor hiç demoralize olmadı. Baskı hissetmedi. Lider oyuncuları Sosa, Sörloth, Novak, Obi Mikel gibi oyuncular maçın stresini çok iyi yönettiler.

Kısa mesaj

Hüseyin Çimşir, Ünal Karaman’dan sonra ki en zorlu sınavını başarılı şekilde geçerken, hem Guilherme hem Sturridge hamlelerinin zamanlamaları doğruydu.

Fırtına gollerin sinyalini verdi - Olcay Çakır (Fanatik) 

Orta sahaların maça damga vuracağını düşünürken bunun ‘kolay geçilmeleri’ eklinde olacağını tahmin edemedik. Büyük maçların erken golle başlaması oyunda heyecanı arttıran en önemli unsur. Dün gece de Trabzonspor’un daha oyuna ısınamadan maç başında yediği gol, orta alan geçişlerinde rakibine adeta ikram gibiydi. Gol sonrası çok benzer pozisyonlar da veren Trabzonspor yediği baskıyı uzun toplarla kırmayı denedi ve atacağı gollerin de sinyalini vermiş oldu. Sörloth’un özellikle devreye girmesi, sorumluluk alması sonrası Trabzonspor’un da golleri geldi. Topu alışı, adam eksiltişi, gol becerisi ile takımının umudu oldu. Hamlelerine Guilherme ile başlayan Hüseyin Çimşir’in ondan aldığı verimi Sturridge’le bulamadı. Yüksek tempo nedeniyle her iki oyuncu grubu da son bölümde oyundan düştü.

Gecenin sorusu

Trabzonspor takımında Sturridge’nin büyük maç kazandırması, daha fazla sorumluluk alması için ilk 11 mi başlaması gerekiyor?

Maçın starı

Kesinlikle Sörloth. Lakin Uğurcan ve Campi’nin maç içerisinde rakip ataklarını savuşturmaları galibiyette en az Sörloth kadar baş aktör olmalarına sebepti.Maçın olayıYükselen gerilimi bu kez doğru yöneten şehir ve Trabzonspor tribünleri... Karşılaşmanın en önemli olayıydı olaysızlıkları!

Kısa mesaj

Trabzon şehri ve Trabzonsporlular’ın şampiyonluğa inanmış olmaları ve oyunun önemli bir parçası olduklarını düşünmeleri. Geri düşen takımlarına büyük destek vermeleri sezon sonu için önemli “‘buradayız’ iaretiydi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.