Azerbaycan’ın kendi topraklarında yani Karabağ’da terör operasyonu devam ediyor. Terörist başı Paşinyan her gün başka bir yerde ağlıyor. Psikolojisi bozulmuş bir divaneye dönmüş halde.
Son olarak bir umut Rusya’dan yardım istedi. Ancak Rus lider Putin; “Rusya'nın Ermenistan'ı korumak gibi bir görevi yok.
Rusya'nın müdahale etmesini gerektiren bir sebep yok. Savaş tamamen Azerbaycan topraklarında yürütülüyor” diyerek Paşinyanı perişan etti.
Rusya’nın stratejisi belli, NATO’yu kendi mahrem bölgesinden uzak tutmak. Bu nedenle stratejisine bağlı kalarak batı yanlısı, Soros çocuğu Paşinyan’a unutamayacağı bir ders vermek. Diğer bir amacı bölgede terazinin denge koludur. Batının ambargosunu en kolay Türkiye ile stratejik denge politikaları ile aşabileceğinin farkında. Hem de hiç elini kıpırdatmadan bunu yapıyor. İran ise bu strateji karşısında hala takiyye yaparak güya Azerbaycan’ın yanında duruyor. Durmak zorunda kalıyor. İçte mezhep taassubu ile uyutulan Azeri kardeşlerimizi uykusundan uyandırmak istemiyor. Zaten Şii alim Tufeyli’de İran’ın Ermenistan sevdasını acımasızca eleştiriyor. Ne diyordu Tufeyli; “İran rejimi dışişleri bakanı, Türkiye ile Türk dünyasının bağlantısını kesmek için Ermenistan'a destek olduklarını bana söyledi.” Anlamı açık, çevresiyle bağlantılı bir Türkiye istemiyor İran.
Gelelim Ermenistan’ın tarihi köklerinden gelen sivil katliamlarına. Gücü silahlı insanlara, mertçe sahada savaşmaya yetmeyen bir terör devletinin saldırılarına. Neden sivillere saldırır sözde bir devlet. Burada yine Putin’in açıklamasına kulak verelim; “Ermenistan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) bir üyesi ve bu anlaşma çerçevesinde Ermenistan'a karşı bazı yükümlülüklerimiz var ve bunu her zaman yerine getireceğiz.”
Bu anlaşmanın 4.maddesi “Üyelerden birine yönelik saldırı, her ikisine yönelik saldırı olarak algılanır” Ermenistan sivil saldırılarıyla Azerbaycan’ı Ermenistan topraklarına çekmek istiyor. Enerji hatları geçiş bölgelerine saldırının da temelinde bu var.
Savaş Ermenistan topraklarına taşınmadıkça, Rusya müdahale etmeyecek gibi görünüyor. İran’a da geri adım attıran işte bu.
Azerbaycan oyuna gelmeden kendi topraklarındaki operasyonu sürdürmeli. Uluslararası hukuka göre Karabağ Azerbaycan toprağıdır, 30 yıldır işgal altında ve bu topraklar işgalden kurtarılmadıkça Azerbaycan özgürleşemez, egemen devlet olma ilkesini devam ettiremez. Karabağ Azerbaycan Türk’ünün kara yazısıdır. Atsız’ın dediği gibi; “Yırtıcılar az yaşar, uzun sürmez doğanlık. Her karanlığın arkasında saklıdır gizli bir aydınlık”. Karabağ Türk dünyasındaki aydınlığın çıkış noktasıdır.
KARABAĞ TÜRK’ÜN KARAYAZISI
08 Ekim 2020 Perşembe 10:28
Yazılarınızı sürekli takip ediyorum. Milli duyarlılığı yüksek, hem eğitici hemde öğretici. Kaleminize, yüreğinize sağlık.