GENELGEYE TEPKİ GÖSTERDİ

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı genelgede kolluk personelinden kamusal alanda görevlerini yaparken ses ve görüntü kaydı alanların engellenmesi istendi.Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş'ın imzasıyla yayınlanan genelgede, polisleri kaydeden kişilerin engellenmesi ve haklarında adli işlem yapılması gerektiği belirtildi. Karara gerekçe olarak "özel hayatın gizliliğinin ihlali" gösterildi. Ses ve görüntü kaydı alınmasının, kolluk personelinin görevini yapmasını engellediği öne sürüldü.Genelgede, "Personelimizin görevini ifa ederken bu tür ses ve görüntü alınmasına tevessül edecek danışlara fırsat vermemeleri, eylemin veya durumun niteliğine göre kayıt yapan kişileri engellemeleri, kanuni şartlar oluştuğunda adli işlem yapmaları gerektiği hususlarında tüm personelimizin bilgilendirilmesi" ifadelerine yer verildi. Ayrıca, görevli polislerin ve sivillerin ses ve görüntü kayıtlarının sosyal medyada paylaşılmasının, "özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği" savunulurken, ses ve görüntü almanın da görevi yapmayı engellediği ileri sürüldü.

ANAYASAMIZA, AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNE VE HUKUKUN EVRENSEL İLKELERİNE AYKIRIDIR

Trabzon Baro Başkanı Sibel Suiçmez Emniyetenel Müdürlüğü'nün yayımladığı genelgin Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine hukukun evrensel ilkelerine aykırı olduğunu söyledi.Başkan Suiçmez yazılı açıklamda şu görüşlere yer verdi: 
"Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27.04.2021 tarih be 2021/19 sayılı Genelgesi Temel Hak ve Özgürlükleri ortadan kaldırmaktadır. Düzenleme ile, hem temel insan hak ve özgürlükleri, hem ceza muhakemesi hukukunun yüzlerce yılda kazandığı hak arama ve delillendirme imkan ve usulleri, hem haberleşme hakkı, hem de savunma hakkı ihlal edilmektedir. Ayrıca böyle bir düzenleme Anayasamıza, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, hukukun evrensel ilkelerine de aykırıdır. Demokratik, laik bir hukuk devletinde genelgeyle normlar hiyerarşisi yok edilerek temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıracak böyle bir düzenleme yapılması hukuken mümkün değildir.
Kolluk kuvvetleri, kamu düzenini korumakla görevlendirilmiş, hem suçtan önce suçun oluşmasını engellemek hem de oluşmuş bir suçun hasarını indirgemek ve bozulan kamu düzenini tekrar tesis etmek üzere vardır. Ancak kolluk, faaliyetlerini gerçekleştirirken temel hak ve özgürlüklerimiz ile yakın teması sebebiyle sınırsız bir yetkiye sahip değildir. Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler ile korunmakta olan temel hak ve özgürlüklerimize doğrudan müdahale etme gücünde olan kolluk kuvvetinin sınırları ve denetimi üzerinde durmak, idarenin hukuk kuralları ile bağlılığı, denetlenebilirliği ve bu bağlamda hukuk devletinin tesisi bakımından zorunluluktur.
Anayasa’nın 2’inci maddesinde tanımlandığı üzere, demokratik bir hukuk devletinde, yetki ile dahi donatılmış olan herkesin işlemlerinin şeffaf olması, bu kişilerin hesap verebilir ve bu kişilerden hesap sorulabilir olması gerekmektedir. Bu durumda, temel hak ve özgürlüklerimize müdahale bakımından son derece önemli yetkilerle donatılmış olan kolluk görevlilerinin şeffaf, hesap verebilir, hesap sorulabilir, denetlenebilir olmaları gerekliliktir.
Dava konusu idari işlem, Basın ve Haberleşme Hak ve Hürriyetini de gözetmemiş ve buna ilişkin istisna tarif ya da düzenlemesi ihtiva etmemiştir. Bu haliyle kamuya açık alandaki, kamuyu ilgilendirdiğini düşünen toplumsal olaylarda gerek yurttaşın haberleşme hakkı gerekse basın emekçilerinin basın özgürlüğü tehlikeye girmektedir. Nitekim genelgenin açıklanmasıyla birlikte kolluk güçlerinin, muhabirler elindeki cep telefonlarını alarak görüntü almalarını engelledikleri ve dayanak olarak dava konusu genelgeyi gösterdikleri görülmektedir. Basına sansür niteliği taşıyan bu genelge halkın haber alma hakkını ortadan kaldırır niteliktedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “İfade Özgürlüğü” başlıklı 10’uncu maddesi ise, “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarını müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar.” şeklindedir. Genelge ifade özgürlüğünü de ihlal etmektedir. Dava konusu genelge ‘Kanunsuz Emir’ niteliğinde olup kolluk güçleri tarafından uygulanması yasal mevzuata aykırıdır. Anayasa madde 137; “Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.” Dolayısıyla dava konusu genelgenin uygulanması yetki aşımı yoluyla yasal mevzuata aykırı olarak alınmış bir kararın uygulanması niteliğindedir ve kanunsuz emir niteliği taşımaktadır.
Trabzon Barosu açıkça Temel Hak ve Özgürlüklere, Anayasamıza, Hukuka ve Hukukun Evrensel ilkelerine aykırı olan ve kanuni dayanağı olmayan Emniyet Genel Müdürlüğünün Genelgesinin iptali için bugün (03.05.2021) dava açtığımızı kamuoyuyla saygılarımızla paylaşırız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.