CAATSA

Caatsa, 2017 yılında yürürlüğe giren “Amerika’nın hasımlarıyla yaptırımlar yoluyla mücadele etme yasası" olarak tanımlanmaktadır. Özellikle Çin, Rusya ve Kuzey Kore gibi ülkeler ile mücadele amaçlı çıkartılan bir yaptırım dizisi.
Kurt kuzuyu yiyecekse, suyumu neden bulandırdın diye bahane üretirmiş. ABD Kendi politikaları dışında hareket eden, emperyal politikalarına engel gördüğü devletlere karşı uyguladığı, CAATSA yaptırımlarını, müttefiki olan ülkemize karşı da uyguladığını gördük.
Bu yaptırımları adı üstünde hava savunma sistemi olan S-400’leri  bahane ederek yapılmakta.
Peki ABD bizden aslında ne istiyor?
S 400 hava sistemini hangara kaldır.
Suriye’de PKK devletçiğine izin ver.
Libya’dan çekil ya da Hafter ile birlikte hareket et.
Doğu Akdeniz’deki sondaj faaliyetlerini durdur.
Libya ile yaptığı deniz yetki alanları anlaşmasını sonlandır.
Milli silah sanayisi ile ilgili çalışmaları sonlandır.
Yani, sen hiçbir bağımsız politika üretme, bizlerin istediği yönde hareket et, bizim uydu devletimiz ol. Bunları yapmazsan suyu bulandırdın diyerek seni boğarım diyor.
İnsanın belini kırmayan darbe insanı güçlendirir. Haydut devlet ABD’ye karşı geri adım atarsak, BAE, Suudi Arabistan gibi güdülen, sömürülen, muhtaç devlet haline geliriz.
Hava savunma sisteminin olmaması demek bütün saldırılara açık ülke haline gelmen demektir. Önümüzdeki dönemde mevcut kullandığımız uçaklarında kullanım ömrünün dolacağını düşünüldüğünde hava savunma sistemi ve milli silah sanayimizin önemi daha açık ortaya çıkmakta.
Yeni AB’de başkanı Biden’den yardım dilenip, iktidar arzusu içinde olanlara aldırmadan, dik duruşumuza devam etmek zorundayız. İki yüzlülüğün resmini çizebilir misin abidin sözü, tam da günümüzde içeriden gelen açıklamaları anlatıyor bana. Dün tam bağımsız Türkiye adına 6. filoya defol diyenlerin, bugün iktidar için onlara bel bağlaması ayrı iki yüzlülük örneği. ABD’nin CAATSA yaptırımlarıyla hedefi Türk  savunma sanayisidir. Bunuda aslında hiçbir şekilde inkar etmiyor.
Daha yakın dönemde Suriye iç savaşında yaşananları unutmadık. Gaziantep’e, Kilis’e, Hatay’a düşen bombaları unutmadık.
ABD’nin hala bir PKK devleti kurma hayalinin olduğunu da unutmayalım.
Yine terör örgütü sözde lideri FETÖ’yü de Pensilvanya’da beslediğini de unutmayalım. Hele öyle etrafımızda kurduğu üsleri hiç aklımızdan çıkartmayalım.
Hedef Rusya ve Çin gibi gözükse de, coğrafyanın kader olduğunu unutmadan bu işin göbeğinde ülkemizin de yer aldığını aklımızdan çıkarmayalım.
S 400 hava savunma sisteminden vazgeçsek dahi ABD’nin talepleri bitmeyecektir.
Bugün Rusya ile kurduğumuz iyi ilişkiler sayesinde Suriye’de, Libya’da ve karabağ da varız. Rusya ile devam eden kazan kazan çerçevesindeki ilişki asla bitirilmemeli. Bunun ülkemize hem ekonomik hem de siyasi anlamda olumsuz yansımaları olur.
PKK bitmedi dostlar. Hala Sincar’da, Suriye’de varlar.
AB’de ve AB’ye Türkiye karşı bir şeylere hazırlanıyorlar. Bunu görebilmek için çok akıllı olmaya, stratejik bilgiye sahip olmaya gerek yok. ABD’nin PKK ve FETÖ üzerindeki emelleri bitmiş değil.  İmparatorluk bakiyesi bir millet olduğumuzu unutmadan, ABD’nin bu yaptırımlarına karşı mukabele etmek zorundayız. İçte muhalefeti ve hükümeti ile birlikte sağlam durmak mecburiyetindeyiz. Millet olarak her türlü yaptırımlara hazırlıklı olmalıyız.
Her ne kadar kendisi Moğollar’la işbirliği yapmış olsa da, Mevlana’nın şu sözünü hep önemsemişimdir;
“İki şey mühimdir; birincisi; Okyanus gibi bol haysiyet, İkincisi; Elif gibi dimdik şahsiyet”
Eğer haysiyetli ve şahsiyetli dış politika izlersen emperyal güçler başına her türlü çorabı örer. ABD’nin yaptırım kararları tam bağımsız Türkiye yolunda engel teşkil edemez. Egemenlik haklarımıza müdahale kabul edilemez. Diriliş zor ve sancılı bir süreçtir. Yaşasın tam bağımsız Türkiye.